Komşu il Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’nde bulunan Cilvegözü Sınır Kapısı’nın az ilerisinde, Suriye topraklarında bir patlama oldu.
Dördü Türk yurttaşı 14 kişi öldü.
Yaralananların sayısı daha fazla.
Kim yapmış olursa olsun bu bir terör eylemidir.
Patlamanın ikinci günü Cilvegözu Sınır Kapısı önünde, kilometrelerce uzanan bir tır konvoyu oluşmuş.
Bu tırların, Suriye’ye “insani yardım malzemeleri” götürdüğü, haberlerde sık sık yineleniyor.
Biz kime insani yardım malzemeleri gönderiyoruz?
2 Yıla yakın zamandan beri kargaşa içinde yaşayan Suriyelilere.
Patlama nerede ve nasıl oluyor?
Suriye’den gelip Cilvegözü Sınır Kapısından belki de Türkiye’ye geçmek üzere olan park halindeki Suriye plakalı bir araçta oluyor.
Bu noktada bir kez daha soruyorum;
Biz, insani yardım malzemeleri dolu araçları nereye gönderiyorduk?...
Parlama Muhaberat’ın işiymiş de muhaliflerin işiymiş de bilmem neymiş de neymiş.
Gaziantep’te Kızılhisar Mahallesindeki Suriyeli sığınmacıların kaldığı bir bağ evinde patlama olmuştu, bağ evinin yarısı yıkılmıştı, yaralananlar olmuştu, kaçanlar olmuştu.
O konuyu unuttuk bile.
Gerçekten o patlamanın sonucu ne oldu?
Biz bu insanı yardımları niçin yapıyoruz?
İnsanlık olsun diye mi?
Suriyelilere ağabey olduğumuzu kanıtlamak için mi?
Yoksa Cuma namazını Şam’da kılmak için mi?
Hadi bakalım çıkın işin içinden.
Konteyner ve çadır kentlerde oturan Suriyeli sığınmacıların sayısı 180 bine dayanmış.
Bir o kadar da ev satın alıp ya da kiralayıp oturan Suriye’nin tuzu kuruları var.
Durum gide gide daha da karmaşık bir hal alıyor.
Bize gelince;
Mermiyi kendi ayağımıza sıktığımızı anlayabilmemiz için bir mucize mi gerekiyor?
Hele bir de televizyon kargalarını dinlerseniz, kafanız karmakarışık oluyor.
Öyle televizyon kargaları var ki bir olayı yaşamış gibi anlatmıyorlar mı?
Gülmekten bir hal oluyorum.
Hani biz ağlanacak halimize hep güleriz ya!...
|