Son bir aydır adına “barış süreci” denen olgu kör – topal yürütülmeye çalışılıyor.
Bu arada parti liderlerinin birbirlerine sataşmalarında, barış sürecinin pek de etkili olmadığını şaşkınlık içinde izliyoruz.
Şu barış süreci denen şeyin biraz etrafında dolaşalım;
Kaçırılmalarının üzerinden iki yıla yakın bir zaman geçmesine karşın kaymakam adayı, polis memuru ve astsubay hala bulunamadı.
Bir haber de yok.
Amerikalı Saraı Sıerra’yı öldürenin, bir kağıt toplayıcı olduğu hemen tespit edildi ve zanlının peşine düşüldü.
Neredeyse yakalandı, yakalanacak…
Nizip’te isyan çıkaran Suriyeli sığınmacılara hoşgörü ile yaklaşılıyor, Silivri’ye mahkeme izlemeye gidenlere basınçlı su ve biber gazı sıkılıyor.
Öğrenci eylemlerini uzatmadan dağıtan güvenlik görevlileri, Sinop’a gidip “İmralı süreci” ni anlatmak isteyen BDP’li milletvekillerine gösterilen tepkiye seyirci kalıyor.
“Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alan” başbakana göre, Sinop olayı CHP ile MHP’nin kışkırtması zaten…
Yine barış süreci iklimindeyken 28 ilde eş zamanlı operasyonlar yapılarak, çoğunluğu kamu çalışanı onlarca insan gözaltına alınıyor.
Trafikteki yeni cezalara dikkat.
Bu cezalardan biri olan, bir promil de olsa alkollü araç kullananlara iki yıl hapis cezası gelirken, hız sınırını aşanlara, kırmızı ışıkta geçenlere kesilecek para cezaları da zamlanıyor.
Hapis cezası yalnız bir promil de olsa alkollü araç sürücülerine.
Trafik kurallarını hiçe sayarak diğer kuralları ihlal edenlere neden hapis cezası yok?
Onlar ölümlere, yaralanmalara da neden olsalar, alkol almadıkları için para cezası uygulamasıyla yetinilecek.
Alkol düşmanlığının geldiği son nokta budur.
Hemen hemen her mekanda içkiye yasak getirilecek neredeyse.
Bu arada çeşitli markalarda rakı ve şarap üreten özel sektörden ses soluk yok.
Trafik cezalarındaki artışlar, şimdiye kadar pek caydırıcı olamadı.
Bu gerçeği, ülke genelinde yaşanan trafik kazalarına bakarak görebiliyoruz.
Bana sorarsanız, yalnız alkollü araç kullananlara değil, hız sınırını aşanlara da kırmızı ışıkta geçenlere de aracını canının istediği yere park edenlere de sağa dönüş sinyali verip sola dönenlere de hem yükü bir para cezası hem hapis cezası uygulanmalı.
Trafik eğitimi falan filan lafı güzaf.
Basacaksın yüklü para cezasını, vereceksin hapis cezasını, bakın “seyrüsefer” nasıl sütliman oluyor.
Belki o zaman trafikte barış süreci hedefe ulaşır…
|