“Sayın” demek suçtu.
Başbakan “sehven” sayın dedi.
Sayın demek suç olmaktan çıkarıldı.
Kürdistan yoktu.
Ehamdulillah oldu.
Kürdistan sözcüğünü de ilk başbakan resmen kullandı.
Şimdilerde herkes kullanıyor.
Kürdistan var ama sınırları belli değil.
Bu gidişle yakın zamanda sınırları da çizilecek.
Suriyeli muhalifler, Gaziantep’te bir otelde seçim sandıkları koyup seçim yaptılar.
Dün bizim gazetenin manşet haberiydi.
Bu konuda bir satırlık bir şey söyleyeceğim;
Tüylerim diken diken oldu.
Daha ne diyeyim?
İmralı’da görüşmeler yapılıyor.
Görüşmeye katılan milletvekilleri Kuzey Irak’a gidip mesaj götürüyorlar.
Kandil’e gidip mesaj götürüyorlar.
İzlemekle yetiniyoruz.
Mesajın içeriğinden yüce meclis dahil kimsenin haberi yok.
Bırakın halkı, ana muhalefetin de diğer muhalefetin de haberi yok.
Ama “barış süreci” tıkır tıkır(!) işliyor.
Bu işin cılkının çıktığını söyleyenler, bölücülükle suçlanıyor.
Ortalıkta bir tırro dolaşıyor
Efendim, İmralı, 21 Mart Nevruz Bayramında ateşkes buyuracakmış.
Şimdiden zilleri takanlar var.
21Marta ne kaldı şunun şurasında.
Biraz daha oyalanalım…
Eeee, biz niye Suriyeli muhaliflerin Gaziantep’te seçim yapmalarına kafayı takıyoruz?
Suriye zaten bizim “iç işlerimiz” iklimine girmiyor mu?
Türkiye’de günde 100 Suriyeli çocuk Türk yurttaşı olarak doğmuyor mu?
Müslüm Gürses öldü.
Allah rehmet etsin.
Ben arabesk müzik dinlemem.
Geçmişte, Nebil Özgentürk’ün “Bir Yudum İnsan” adlı bir televizyon programı vardı.
O programda izledim, Müslüm Gürses’in adam gibi adam olduğunu gördüm.
Bizim gençlik yıllarımızın vazgeçilmez sinema oyuncusu Muhterem Nur’a sahip çıkıp, onunla evlenmesi bile, Müslüm Babanın nasıl bir adam olduğunu anlatıyordu.
Hani sağlıkta reform yapmıştık ya!
Sağlık hizmetleri bedavaydı ya!
Müslüm Babanın 600 bin lira tutarındaki hastane borcu silinmiş.
Işıklar içinde yatsın…
|