Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ama ben size bu günün tarihsel öneminden…
Nasıl kutlanmaya başlandığından falan değil…
Biraz daha özele inersek…
Türkiye’de kadınların içinde bulunduğu durumdan…
Biraz da sözde kadın hakkıymışçasına toplumun önüne getirilen bazı konulardan bahsedeceğim…
Haliyle kadınlar günü deyince aklımıza öncelikle son günlerde kadına yönelik şiddet…
Hatta cinayetler aklımıza gelmektedir…
Peki, bu şiddet ve cinayetler hani deniyor ya Türkiye çağdaşlaştığına ve kalkındığına göre…
Birileri öyle söylüyor…
Neden giderek azalacağına günden güne artıyor?
Sorun şu…
Kadının yeri Cumhuriyetin kurulduğu döneme göre çok geriye gitti…
Burada bazıları itiraz edebilir…
Bakın bizde kadınlar doktor, hakim oluyor. Hemen her meslekte kadınlar var da diyebilir ama tüm bunlar kadınların haklar bakımından giderek geriye gittiği sonucunu değiştirmez…
Başta ders kitapları olmak üzere televizyon dizileri de dahil…
Topluma nasıl bir mesaj verilmektedir…
Kadının yeri evidir!
Son yıllarda emeğiyle geçinen, onurunu koruyan, meslek sahibi, yani topluma günümüz deyimiyle rol model olarak sunulan kaç kadın bulunuyor…
Şöyle izlediğiniz dizileri, filmleri gözünüzün önüne bir getirin…
Neredeyse hemen hemen hiç birinde yok…
Bunun yerine ise…
Evde çok rahat bir yaşam süren…
Lüks içinde yaşayan…
En büyük evlerde oturan bir sürü kadın var ama dedim ya hiç birinin yaptığı herhangi bir iş yok…
Gerçi
Emeğiyle geçinen erkekleri konu alan film ve diziler var mı da diyebilirsiniz…
Hatta Yılmaz GÜNEY ya da Kemal SUNAL’dan sonra bunun yapılmadığını da söyleyebilirsiniz de…
Baştan söylediğim gibi konumuz kadınlar olduğundan, bu seferlik sadece kadınları konuşacağız…
Bu arada son yıllarda kadın hakkı olarak toplumun önüne ne getirilmektedir…
Öyle eşitlik, mecliste temsil edilme falan değil, kastettiğim sadece türban…
Hem zaten bu tür hakların mücadelesini veren de ortalıkta yok…
İşte bu türbanla sözde demokrasi mücadelesi veren kadınlarımız…
Ne yazık ki erkeklerin sınırsız egemen olduğu bir rejime ulaşmak için koç bası olarak kullanılıyorlar…
Türbanla beraber istenilen, tüm toplumun dini kurallara göre yönetilmesi değil mi?
Peki dine göre yönetilen hangi ülkede demokrasi var?
Suudi Arabistan’da mı?
Bakın birkaç örnek vereyim ki işin nereye varacağını biraz düşünün…
Örneğin bu ülkede 22 yasına kadar kadınların kimlikleri bile yok, üstelik o yaştan sonra da yasal vasinin izniyle sahip olunabiliyor…
Miras, çocukların velayeti falan da hak getire…
Bu arada seçim, oy kullanma falan asla söz konusu değil…
Yani sözün kısası; farkında olsanız da, olmasanız da…
Laiklikle birlikte var oluyorsunuz…
Laiklik yoksa, siz de yoksunuz…
|