Biz mi doğanın dengesini bozduk, doğa mı bizim dengemizi bozdu?...
Bilim adamlarının bu konuyu araştırması gerek.
Geçtiğimiz pazar günü Gazaiantep’liler yoğun bir kar yağışıyla uyandı.
Birkaç saat yağan karın ardından yağmur başladı.
Yine birkaç saat sonra güneş açtı.
Sabahleyin sıkı bir kar yağan Gaziantep’te gece, gökyüzü yıldız doluydu.
Ertesi gün, yani pazartesi gününe, Antep söylemiyle, “bekmez gibi bir güneş” le merhaba dedik.
Sözün özü; mart kapıdan baktırmıyor, kazma kürek yaktırmıyor artık.
Başta doğanın dengesine bunun için değindim.
Gelelim genel ve güncel konulara; işsizlik oranı % 13.6 olmuş…
İşsizlik maaşı ödeyebilmek için İş Kur fazla mesai yapıyormuş.
İş Kur’un verdiği işsizlik maaşı, kiracı olan bir işsizin kirasını bile karşılamıyormuş.
Konutta, beyaz eşyada, otomobilde ÖTV indirimine gidilmesine başlandı.
Adamın ev kirasını ödeyecek parası yok, ne yapsın konutu? ne yapsın beyaz eşyayı? ne yapsın otomobili?...
Gıda maddelerindeki KDV yi indirebiliyor musun?
Haberlere bakılırsa otomobil piyasasında bir hareketlenme başlamış.
Şişirme bir haber…
YSK, kimliğinde yurttaşlık numarası bulunmayan 10 milyon seçmeni uyarmış…
“Numaran yoksa oy kullanamazsın…”
Etmeyin, eylemeyin.
Yurttaşı zaten 5 yılda bir adam yerine koyuyorsunuz.
Her sandığa bir bilgisayar verin, konuyu kökten çözün…
Liderlerin, yerel seçimi genel seçime çevirme politikası yürütmekten, her sandığa bir bilgisayar düşünecek halleri mi kalmış?
Üç yanı denizle çevrili cennet ülkemde, 2010 yılında su sıkıntısı yaşanacakmış.
Kim söylüyor?
Devletin başı söylüyor…
Hem de Talabani’nin bile katıldığı su platformunda.
Devletin valisi, devleti unutup hükümete çalışırsa, bu cennet ülkede suya da,
işsizliğe de, yoksulluğa da, yolsuzluğa da çare zor bulunur.
Ödemeyi aksattıktan sonra borcu katlanan kredi kartı mağdurları kan ağlarken, başbakan “kredi kartı mağduru olmaz” demez mi?
Daha da ileri gidip, kredi mağdurlarının dürüst olmadıklarını söylemez mi?
Bu arada “bizim Mustafa, bizim Asım, bizim Yıldırım, bizim Ökkeş, bizim Nurettin, bizim Sofuoğlu, bizim Şeker, bizim Bozgeyik, bizim Özdemir, bizim Özkarslıgil, bizim Fadıloğlu, bizim Tahmazoğlu” daha bizim olup da adını anımsayamadığım yerel yönetime soyunan adaylardan bir plan, bir proje göremedik.
Tam bir gerginlik ve sataşma politikası ile belediye başkanlıklarına oynuyorlar.
Bu işler eskiden daha düzeyli gidiyordu.
Günümüz politikasındaki söylemler beni hem korkutuyor hem de gelecek adına ürkütüyor…
|