Bugünkü yazımda ciddi konulara değinip başınızı ağrıtmayacağım.
Zaten ciddi bir konu da yok(!)
Çünkü herkesin bildiği gibi ciddiye alınan bir konu yok.
Her şey plansız, programsız ve el yordamıyla yürütülüyor, geçiştiriliyor.
Ciddiyet olmayınca, üstünde çalışılan konular da tıkır tıkır hallediliyor.
Bu biraz da günübirlik yaşamamızdan kaynaklanıyor.
Yarını ciddi ciddi düşünmüyoruz.
Bakın, uzunca bir süredir en çok konuşulan konulardan örnekler vereyim;
Barış.
Süreç.
Ulusalcılık.
4. yargı paketi.
Çekilme.
Can güvenliği.
Çekilmeye meclis güvencesi.
İstihbarat.
Özgür Suriye Ordusu.
Esed.
Sığınmacı.
Yeni Anayasa.
Hukuk.
Adalet.
Yargı.
Silivri.
Korku.
Başkanlık.
Akil adam ya da akil insan.
Özerklik.
Eyalet.
Türkiyeli.
Bayrak.
Laz Ziya
Saraı Sıerra.
Bu satırbaşlarını daha da uzatabilirim.
Gerisini siz getirin.
Gaziantep Adliyesine alınacak 76 kişilik kadroya 2382 kişinin başvurduğundan pek söz edilmiyor.
Güney sınırımızın, “kontrolümüz altında” denmesine karşın yolgeçen hanına döndüğü gündeme düşmüyor.
Boşanmalardaki artış, icra iflas davalarındaki kabarıklık pek ciddiye alınmıyor.
Yeni anayasadan, başkanlık sisteminden, can güvenliği içerisinde çekilme taleplerinden, Esat’a çatmalardan, muhalefet partilerini topa tutmadan ciddi konulara, ciddi işlere bir türlü sıra gelmiyor.
Yani ciddiyetin ve sözün bittiği yerdeyiz…
|