Geçtiğimiz günden üç olay;
1 – İran’da 8 şiddetinde bir deprem oldu.
2 – Amerika’da Boston Maratonu bitiş noktasında patlamalar oldu.
3 – İzmir’de askeri casusluk davası başladı.
O günün akşamı, hemen hemen tüm televizyon kanalları, Amerika’daki patlamayı ilk haber olarak verdi izleyicilerine.
Geçmişte bizim ülkemizdeki patlamalar, Amerika’da haber bile olmazken ya da küçücük bir haber olarak verilirken, Amerika’daki patlamayı bizim TV. kanallarımızın çoğu birinci sırada verdi.
Haber değeri yok mudur?
Tabi ki vardır ve haberdir.
Aynı gün İran’da 8 şiddetindeki deprem haberinin önüne geçmesidir yadırgadığım.
Hele İzmir’de başlayan askeri casusluk davası ve davanın görüldüğü adliye sarayının önünde yaşananlar, Amerika’daki patlamadan daha önemli bir haberdi bana göre.
Yine bana göre ilk haber, Bitlis’te Valinin, Emniyet Müdürünün, daire müdürlerinin, sokaklarda çiçek dağıtarak halkın Kutlu Doğum Haftasını kutlarken, bir polis panzerinden hortumla halka gülsuyu sıkılması haberiydi.
Şaka bir yana habercilikte gelinen noktaya dikkat çekmek istedim, o kadar.
xxx
Altın tepetakla inişe geçmiş.
Altının hızla yükselişinde sesleri çıkmayanlar, düşüşe geçtiğinde kıyametleri koparıyorlar.
2012 Eylül ayında bir Cumhuriyet altını 672.5 liraymış.
2013 Nisan ayında aynı Cumhuriyet altını 530 liraya düşmüş.
Şimdi 672.5 liraya nasıl çıktığı değil, 530 liraya nasıl düştüğü tartışılıyor.
Altın fiyatı yükseldiğinde “Büyük Çıkış” manşeti ile çıkmayan gazeteler, altın fiyatları düşüşe geçince, “Büyük Çöküş” manşetiyle çıkıyor.
Beş – on kuruşluk tasarrufunu değerlendirmek için birkaç tane çeyrek altın alan sokaktaki adamı panikletiyor.
Parası olanı da fiyatları düşen altını almak için kışkırtıyor.
Bu bir güdümleme, hileli yönlendirme değil de nedir?
Siz bunları boş verin.
Fazıl Say’ın sosyal medyada paylaştığı için 10 aylık hapis aldığı şiir, Ömer Hayyam’a ait miydi değil miydi?
Hadi gelin biz bunu tartışalım…
|