23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı bu yıl milletçe oldukça buruk bir şekilde kutladık…
Burukluğumuzun nedeni geçtiğimiz yıllarda yaşanan deprem gibi herhangi bir felaket değil…
Bizzat ülkeyi yönetenlerin bu bayramlarla ilgili tutumları…
Aslına bakarsanız bunu da yadsımamak gerekiyor…
Çünkü geçmişleri Cumhuriyet karşıtlığından gelen bir siyasi akımın ulus kimliği öne çıkaran bunun toplumca daha da pekişmesini sağlayan bayramları savunması beklenemezdi ve nitekim beklenildiği gibi oldu…
Şimdilik bunu bırakalım ve biraz tarihe göz atalım bakalım o günlerde neler yaşanmış…
Mondros’tan sonra ülke adım adım işgal edilmeye başlanmış, çok değil kısa bir süre sonra İstanbul’a sarayın tam karşısına müttefik orduların donanmaları demirlerini bile atmış…
Ama hayret!
En küçük bir tepki yok…
Aksine topluma bunun bir işgal olmadığı anlatılmaya çalışılıp şimdi ki deyişle söylersek halkın gazı alınmaya çalışılıyor…
Neyse uzatmayalım
Buna razı olmayan Mustafa Kemal ve arkadaşları 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıkıyor
Oradan Amasya…
Sonrasında Erzurum ve Sivas kongreleri ve nihayet Ankara’ya geliniyor ve orada bir milli meclis kuruluyordu…
Çünkü İstanbul işgal altında olduğu için toplanma olanağı kalmamış, bunun yanında o güne kadar parça parça olan mücadelenin birleştirilmesi ve düzenli orduya geçilmesi gerekiyordu…
Başka türlü zafer kazanmak mümkün değildi…
İşte bu üç yıl süren mücadelenin sonunda Cumhuriyet kuruldu…
Bu devletin adı Türkiye Cumhuriyetiydi…
Cumhuriyet’le birlikte ulus olduk…
Aslına bakarsanız tek başına meclisin açılması bile muhteşem bir devrimdir…
Çünkü padişah iradesine karşı çıkarak, kendi yasalarını yapma olanağına kavuşmak…
Kendi kendini yönetmek başka nasıl adlandırılabilir…
Gericiler yıllardır sırf bu yüzden cumhuriyete karşı çıkmıyorlar mı?
Bu arada hani ulusal egemenlik diyoruz ya…
Cumhuriyet kurulmuştu kurulmasına…
Hatta yasalarını bile kendi yapıyordu ama ekonomik açıdan bağımsız olmayan bir devlet gerçek anlamda bağımsız olabilir miydi?
Olamayacağını biliyorlardı…
Hemen ekonomik anlamda atılımlar başladı…
10 yıllık bu sürede yaklaşık 4000 km demiryolu yapıldı…
Yaklaşık 1000 civarında fabrika ve işletme…
Madenler millileştirildi…
Bankalar kuruldu…
Egemenliğin her alanda yani eğitim ve kültürde de gerçekleşmesi için adımlar atıldı…
Derken geldik son 10, hatta 20 yıla
Az önce saydıklarımın neredeyse tamamı bir bir elden çıkarıldı…
Ekonomide…
Maliyede…
Eğitimde, tarımda aklınıza ne gelirse, başta enerji olmak üzere hemen her alanda egemenlikten vazgeçildi…
Hani son günlerde birçok bakanlık ve valiliklerden TC harfleri kaldırılıyor ya…
Burada sadece 2 harfin kaldırılması değildir konu olan…
Kaldırılan Ulusun egemenliğidir…
|