Her şey dayatma diyorlar.
Vallahi öyle değil.
Her konuyu ben bilirim.
Ben ne yapsam doğrudur.
Ben istetince olur istemeyince olmaz.
Benim işçim 1 Mayısı kutlamaya çalıştı ama benim sayemde istediği gibi kutlayamadı.
Sakın bana sendika üyesi kaç işçi var diye sormayın.
Kaçak çalıştırılan kaç işçi var diye sormayın.
Ben biliyorum, iş çok, çalışan yok.
“Fevkalade orantılı güç kullandık”ları için İstanbul valisinin İstanbullulardan özür dilemesine hiç gerek yoktu.
O benim valim.
Ben kimseden özür diliyor muyum?
Bir tarafta ben bir tarafta 1 Mayısı kutlayanlar.
Hem de bana rağmen.
Olacak şey mi?
Dünya İstanbul’daki 1 Mayıs gaz bayramını konuşuyormuş.
Dünyanın ağzı torba değil ki büzesin.
Bırakın konuşsunlar.
“Lese pase” yani.
Hem işçi kim oluyor?
Prof.lar ne anlar?
Asker zaten benim emir erim.
Yargı istediğim gibi işlemek zorunda.
Çiftçi zordaymış.
Çiftçi kim?
Esnaf kan ağlıyormuş.
Esnaf kim?
Çiftçi de işini bilmiyor esnaf da.
Bakın, sanayicinin sesi soluğu çıkıyor mu?
Sanayici işi de işini de biliyor.
Üstelik her konuda bana destek bile veriyor.
Bırakın bu ayakları.
Ben, ben, ben.
Siz daha beni iyi tanımıyorsunuz.
Her şeyi ayağımın altına aldığım gibi sizi de alabilirim.
Herkes ayağını denk alsın, benim ayağıma yol açsın.
Siz hala beni tanıyamadınız.
Benim daha ne hünerlerim var.
Ben, ben, ben…
xxx
Değerli okurlarım.
Her gün yazıyordum, bir süre günaşırı yazacağım.
Yine benim kaçasım tuttu.
Bir hafta ya da 10 gün süreyle izin istiyorum.
Süre bittikten sonra yeniden görüşmek dileği ile.
|