Bu soruyu sorunca birileri hemen ortaya atılıp, “bir yere gidildiği falan yok, bak Türkiye yerli yerinde duruyor…”
Hatta “enlem ve boylamları bile aynı.” diyebilirler
Biliyoruz ki ülke kaynaklarının el değiştirip yabancılara satılmasına da halk tarafından tepki gösterilince, aynı kişiler…
“Ne olacak sırtlarına mı alıp götürüyorlar .”dememişler miydi?
Ama böyle demeleri Türkiye’de sosyolojik bir değişiklik olmadığı anlamına gelmez…
Dikkatli bir gözle etrafınıza şöyle bir bakın nelerin değiştiğini çok kolay göreceksiniz…
Ve bunların tamamı bir proje doğrultusunda gerçekleştirilmektedir.
İlk yapılanlar…
Ülke kaynaklarının yabancılara satılmasıydı…
İsteniyordu ki Türkiye üretmesin, sadece ABD ve AB emperyalizminin küresel pazarı haline gelsin…
Arkası geldi…
Küresel sermayenin isteği doğrultusunda gereken tüm adımlar atıldı…
Okul tabelalarından TC ve Milli kelimeleri kaldırılarak bir logo içerisine hapsedildi…
Peşinden de zaten MEB’in görev tanımı değiştirildi…
Daha önce görev tanımında bulunan “vatanını, milletini, bayrağını seven, Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı öğrenci yetiştirmek.” kaldırılarak yerine “küreselleşmenin ihtiyacı olan insan yetiştirmek.” konuluverdi
Küresel aktör oluyoruz ya işte o yüzden.
Sonraki gelişmeleri birlikte yaşıyoruz…
Tüm devlet kurumlarından yavaş yavaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kısaltması olan TC adım adım kaldırılıyor…
Şimdi de başta okullar olmak üzere tüm kamu kurumlarımızda sakal ve türban serbest bırakılıyor ve anlaşılıyor ki bir süre sonra çarşafla çalışana bile rastlanacak…
THY personelinin giyim kuşamıyla başlayan ve kırmızı rujun yasaklanmasına kadar giden sürece hiç girmiyorum bile ama tüm bunlarla başlayıp sözde çekilme ile devam edip, anayasa değişikliğiyle sonlanacak olan değişimden bahsediyorum…
Kısacası olan şu…
Yapısal değişikliğe uğruyoruz…
Yani ulus devlet yapısından etnik ve dinsel kimliklerden oluşan bir federatif sisteme doğru son hızla ilerliyoruz…
İşte Ergenekon başta olmak üzere son 6–7 yıldır yapılan operasyonların ana amacı da bu…
O halde hemen herkese bir soru soralım…
Sözde demokrasi havariliğini yapan ABD ve AB, bizim gibi ülkelerde gerçekleştirdiği operasyonlarla neden kökten dinci yönetimlerin iktidara gelmesi için uğraşır…
Sizce de bu işte herhangi bir gariplik yok mu?
Bence yok…
Çünkü bölgede verilen demokrasi mücadelesinde en önemli destekleri Suudi Arabistan ve Katar değil mi?
O halde…
Yani anlayacağınız adamlar, ulus devletin yanında ulus bilincini de yok etmeye çalışıyorlar…
Ve bunun için kullandıkları araç ta ne yazık ki İslam…
Hem Şeriatla yönetildiği söylenen ülkelere bakın; oradan nasıl bir ülke istedikleri sonucuna varabilirsiniz.
Muhalefetin olmadığı…
Dernek ve sendikanın hayal bile edilemediği…
Kadın haklarının ise yerinde yeller estiği…
Ama emperyalizmin ise alabildiğine özgür olduğu bir ülke…
Zaten başbakanımızın söylediği Osmanlı tarzı başkanlığın esası da bu…
Padişahlık istendiği başka nasıl bu kadar açık anlatılabilirdi ki…
|