Bizim kuşak çok iyi anımsar; ilkokula, ortaokula gittiğimiz dönemlerde, yılda bir kez “Yerli Malı Haftası” diye çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir hafta vardı…
Yerli malı haftaları, o zamanlar gerçekten hafta boyunca kutlanırdı.
Öğrenciler ve öğretmenler tarafından, evlerinde yapılan sucuk, bastık, yarma, kesme, nuska gibi üzüm ürünlerinin yanı sıra kuru üzüm, ceviz, portakal, elma gibi hep yerli üretim olan ve türlü emeklerle yapılan ya da üretilen yiyeceklerle dolu paketler götürülürdü okullara.
Bu hafta içinde öğretmenler de haftanın önemi ile ilgili konuşmalar yaparak, yerli malı kullanımını özendirirlerdi.
Yerli malı haftası günümüzde de kutlanıyor.
Usulen de olsa kutlanıyor işte…
Kutlamış olmak için kutlanıyor ve geçiştiriliyor.
Üstelik yerli malı haftası kutlanırken, yukarda saydığım ve saymaya unuttuğum yerli ürünlerin hiçbiri yok…
Tam tersi, ithal ürünlerle yerli malı haftaları kutlar olduk.
Yerli malı nemiz kaldı diye düşünsek, pek bir şeyimizin kalmadığı gerçeği ile yüz yüze geliriz.
Üç tarafı denizle çevrili cennet ülkemde, balık bile dışardan ithal edilmiyor mu?
Varın gerisini siz düşünün…
xxx
Geçtiğimiz Perşembe günü, Telgraf Gazetesi manşetten bir haber verdi.
Haberin başlığı şöyleydi;
“Krize Karşı Yerli Malı…”
Haber, diğer yerel gazetelerimizde de vardı ama Telgraf Gazetesi, bu haberi ciddiye almış ve manşetine çekmişti.
Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamında, yerli üreticilerin desteklenmesi için bir kampanya başlatmış.
Koçer, “önce Gaziantep’te sonra Türkiye’de üretilenleri alın” diyor.
Kardeş odalarla da eşgüdüm içine girip, Gaziantep’lileri yerli ürünlere yönlendirme çabasından dolayı kutlanacak bir girişim.
İşte “aklın yolu bu…”
Önemli olan, Gaziantep’te yaşayan tüketicilerin de bu “aklın yolu” çağrısına uyarak yerli ürünler alması.
Böyle olduğu takdirde, hem yerli üretici hem yerli ürün satıcısı, içinde kıvrandığı kriz ortamında biraz soluk alır.
Harcanan para da Gaziantep’te, dolayısıyla ülkede kalır.
Bu kampanya, belki yabancı hayranı bir toplum olmaktan bizi kurtarma kampanyasına bile dönüşebilir.
Girişimi ve bu kampanyayı yürekten destekliyorum…