Başbakanın “üç beş çapulcu” dediği, dünyanın halk hareketi olarak gördüğü Gezi Direnişinde 15 günü geride bıraktık.
Ve direniş eksilmeden, üstelik çoğalarak sürüyor.
Geçtiğimiz Pazar günü, Kuzey Afrika seferinden dönen muhterem başbakan, Adana’da, Mersin’de ve Ankara’nın üç ayrı bölgesinde konuşmalar yaptı.
Bu konuşmalardan aklımda pek bir şey kalmadı.
Çünkü yeni, yatıştırıcı, uzlaşma sinyalleri veren konuşmalar değildi.
Toplanan kalabalığa, sinirlilik haliyle ve telaşlı bir biçimde konuşmalar yaptı.
Başbakanın konuştuğu alanlarda ne Toma vardı, ne biber gazı sıkıldı, ne gaz bombası atıldı, ne coplar, sopalar konuştu.
Salt başbakan konuştu…
Ne dedi başbakan?
600 polisin yaralandığını söyledi.
Oysa silahlı olan, coplu olan, biber gazı, gaz bombası atan, basınçlı su sıkan hep polisti.
Yoksa bu polisler birbirlerine mi saldırdılar da 600 polis yaralandı?
Gaziantep’te de Gezi Parkı eylemleri yapılıyor.
Hem de her gün her gece.
Peki, Gaziantep’te neden olay çıkmıyor?
Burada, Gaziantep İl Emniyet Müdürünü ve ilgili birimlerin polis müdürlerini yürekten kutluyorum.
Eylemcilerin üstüne gitmediler.
Kimse birbirini üzmedi.
Yapılan protestoları, yurttaşın yasal hakkı olarak gördüler.
Eylemlere katılanlara insanca yaklaştılar.
İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in, Adana’nın, Eskişehir’in ve olayların yaşandığı birçok ilin polisi, bu eylemlere Gaziantep’in polisi gibi yaklaşamazlar mıydı?
Ankara bu güzel halkı % 50 - % 50 ikiye bölmeye çalışıyor ama bölemiyor ve bölemediğini, bölemeyeceğini anladığı için hırçınlaşıyor.
Ankara bir kendine gelse ortalık durulacak da Ankara’nın böyle bir niyeti olmadığı inadından anlaşılıyor.
Başbakan yardımcılarından bir muhterem “bizi biri silkelesin” diye feveran etme noktasına gelmiş.
Oysa birbirlerini bir silkeleseler belki kendilerine gelirler ama birbirlerine gaz vermekten silkelemeye fırsat bulamıyorlar gibi görünüyor.
Gerginliğin Ankara tarafından tırmandırılmasından, durumu ben böyle anlıyorum.
Siz nasıl görüyorsunuz bilemiyorum…
NOT; Cumhurbaşkanı mesajı yanlı almış.
Alkol yasasıyla ilgili sunulan belgeye “olur” dedi.
Yoksa tersi bir durumu mu bekliyordunuz?
|