Ortadoğu sancılar içinde.
Neresi bu Ortadoğu?
Bizim cennet ülkemizin de içinde olduğu coğrafya.
Yakın ve biraz uzak komşularımıza bakıyorum, tüylerim diken diken oluyor.
En yakın ve en uzun sınırımız olan Suriye.
Suriye’deki kargaşa üçüncü yılına girdi.
Bu komşu ülkede kargaşa başladığında, büyük bir devlet adamımız, “bizim iç meselemiz” dedi.
Suriye’den hemen yanıt geldi; “biz bağımsız ve özgür bir ülkeyiz. Hiç kimse Suriye’nin iç meselesini kendine dert etmesin, biz sorunlarımızı çözeriz…”
Tam böyle değilse de bunu demek isteyen bir söylemdi.
Kulak asmadık.
Suriye yönetimine başkaldıranları desteklemeyi seçtik.
Ve hala da destekliyoruz.
Hem de dünya ağası Amerika’ya ve Avrupa Birliği’ne rağmen.
“Barış süreci” diye bir şey başlattık.
Bizdeki teröristler bu süreci kendi çıkarlarına kullanmaya başladılar.
Oysa biz, teröristler çekiliyor diye seviniyorduk.
Çekilen biz olduk.
Doğudaki bazı karakollarımızı boşaltmaya başladık.
Derken efendim, bizim destek verdiğimiz Suriye’deki “muhlifler,” kendi aralarında kapışmaya başladı.
Ki bunların çoğunluğu Suriyeli değil, derleme militanlardı.
Demokrasi getirildiği söylenen Irak’taki kargaşayı görmezden gelerek, Mısır’da Mursi’nin gitmesine kafayı taktık.
Oysa Ortadoğu’ya çekidüzen vermeye çalışan egemen güçler, bizim Mısır’la ilgilenmemizi istemiyorlardı.
Mısır’da kargaşa yaşanmadan önce biz Cuma namazını Şam’da kılmayı düşünüyorduk ama olmadı.
Bizim Mısır’ın Mursi’sini desteklememize Suudi Arabistan ve Katar bile karşı çıkmaya başladı.
Bu ülkelerle bizim aramız iyiydi.
Mısır’ın Mursi’sini desteklediğimizi görünce, bu ülkeler de bizden sıtkını sıyırdı.
Ne güzel gidip geliyorduk.
Bir Katar Emiri geliyordu, ardından bizim büyüklerimizden biri Katar’a gidiyordu.
Bir Suudi kralı gelip bizim devlet büyüklerimizi kaldığı otele çağırıyordu, ardından bizim devlet büyüklerimizden biri Suudi’lerin sarayında ağırlanıyordu.
Mısırlı Mursi, bu ezeli ve ebedi dostlarımızla aramızı bozmuş oldu ama biz hala Mursi de Mursi demeyi sürdürüyoruz.
Yani Ortadoğu sancılar içinde kıvranıyor.
Bu sancı bize de yansıyor ancak biz iftar sofralarında akşam ezanının okunmasını beklerken, sancımızın açlık sancısı olduğuna vehmediyoruz.
Bunun böyle olmadığını Ramazan ayının sonunda gelecek olan bayram ertesi belki anlarız.
Belki değil, inşallah anlarız…
|