Hukukçuymuş.
TRT’de Ramazan Programına konuk oldu.
Hani Ramazan ayı gelince herkes bir başka Müslüman oluyor ya!
“Tasavvuf düşünürü” olarak tanıtıldı.
Yani “mutasavvıf…”
Hamile kadının sokakta dolaşmasını “terbiyesizlik” olarak yorumladı.
Sanki kendisi bölünerek çoğalan amip türü…
Tepkiler alınınca, TRT “yayın kazası” deyip çıktı işin içinden.
Asıl terbiyesizliği kendisinin yaptığının farkında olamayan, kerameti kendinden menkul bir “tasavvuf düşünürü.”
Bir de bu “tasavvuf düşünürü” olarak tanıtılan adamın söylediklerine karşı eylem yapanları kafasına takanlar var.
Güya ciddiye alınmaması gerekirmiş.
Bu halkın vergisi ile beslenen ve kamu kurumu olan TRT adamı ciddiye almış, ekrana çıkarıp kusturmuş.
Toplum, bu ve benzeri adamları ciddiye almaya almaya bu noktaya gelmedi mi?
Konuya bir de böyle bakmak gerekir diye düşünüyorum.
Geçmişte ciddiye alınmayan bir takım olaylar, bazı söylemler, günümüzde toplumun her kesiminde sancılar yaşatmıyor mu?
Hadi bunu da ciddiye almayalım.
“Tasavvuf düşünürleri” çoğalsın.
Her şeye maydanoz olsun.
Eee, sonra?
Toplumun yozlaşması tamamlansın ki kimsenin birbirine saygısı, güveni kalmasın.
Gözünü cennet vatanımızdan ayırmayan egemen güçlerin işgal hareketi başlasın…
Türkiye şu anda tam bir barut fıçısı.
Hiçbir komşu ülke ile dost değiliz.
Güya komşularla sıfır sorun politikası izleniyor.
Allah korusun ya böyle bir politikamız olmasaydı!
Haddini bilmez adamlar, “tasavvuf düşünürü” olarak tanıtılırsa ve bu tür adamlar, televizyon ekranlarında halkın yüzüne kusturulursa, yozlaşmamız kısa sürede sonuca kavuşacaktır.
Aklı karnının parmağında olan insanların kadına bakışına, kadını horlamasına, aşağılamasına sessiz kaldıkça, bu türler çoğalacak, ağzı olan konuşturulacak ve gündem böyle dangalaklıklarla örtbas edilerek gözlerden kaçırılacaktır.
Kendimize gelmenin zamanı geldi de geçiyor bile…
|