Ön çalışmaları genel seçim varmış gibi geçen yerel seçimler sonuçlandı…
Seçimin yapıldığı pazar günü akşamı, herkes demeyeyim de politikayla ilgilenenler televizyon haberlerine kilitlendi.
Yurdun çeşitli yörelerindeki küçük yerleşim birimlerinden kısa zaman içinde sonuçlar alındı.
Özellikle İstanbul ve Ankara gibi ülkenin en kalabalık illerinde yaşanan elektrik kesintileri, bilgisayar sistemlerinin kilitlenmesi sonucu veri girişinin durması kafaları karıştırdı.
Yapılan bu yerel seçimlerle, iktidar partisi AKP az da olsa bir oy kaybına uğrayarak, ipi göğüsledi…
AKP özellikle Ankara ve İstanbul’u kaybetmemek için yoğun bir çaba gösterdi ve başardı.
Öte yandan AKP Genel Başkanı ve Başbakan “Diyarbakır’ı istiyorum” dedi, olmadı.
“İzmir’i istiyorum” dedi olmadı.
Adana’yı, Şanlıurfa’yı istedi, olmadı.
Antalya’yı kafeste keklik olarak görüyordu, olmadı.
Tunceli’yi beyaz eşya ile kanepe ile döşedi, olmadı.
Çankaya’da elektrikler kesilse de Bülent Akarcalı tutmadı.
Başbakanın, seçim gecesi saat 24.00 de tüm televizyon kanallarının verdiği uzun konuşmasında üzgün olduğu görünüyordu.
Üzgünlüğünü de kabinede değişiklik yapabileceği imasıyla kamufle etmeye çalıştı.
O uzun konuşmadan aklımda kalan ise “sandığın verdiği mesajı aldık” sözleriydi.
Bir de 28 kere gittiği Antalya’daki seçim sonuçlarını “çok anormal” bulmasıydı.
Bana sorarsanız seçimden CHP ve MHP kazançlı çıktılar.
İktidar partisi ise, bunca güce, bunca kudrete karşın, oyunun 39.1 e düşmesini engelleyemedi.
Bu arada kaybedenler arasında bir isim daha vardı;
Tarhan Erdem de 10 puanlık bir tahmin sapmasıyla kaybedenler arasındaki yerini aldı.
Doğu’da, iki partiden başka hiçbir partinin olmayışı, ilginç ve düşündürücü geldi bana.
xxx
Gaziantep’in seçim sonuçlarına gelince;
Bu sonuçlarla, Gaziantep’in politik yapısını anlayamadığımı öğrenmiş oldum.
Organize Sanayi Bölgelerinde çalışan fabrika yokken, Küçük Sanayi Sitesinde kepenkler kapatılırken, seçim sonuçlarının iktidardan yana çıkması, Gaziantep’te yaşayan seçmen dokusundaki değişikliğin kanıtı değil midir?
Bu konuda ancak tek şey söylenebilir; “toplumlar, layık oldukları biçimde yönetilirler…”
Bir seçimi de böylece geride bırakmış olduk.
Sandığın sesi, bu kez de böyle çıktı.
Artık kimilerinin şapkasını ortaya koyup düşünme zamanı gelmedi mi?
Ve dilerim iktidar şımarıklığı da artık son bulur…
|