Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları var.
Allah cumhurbaşkanını ve başbakanı kazadan, beladan, her türlü hastalıktan korusun.
Günlerdir, haçlıların havadan Suriye’yi vuracağı haberleriyle yatıp kalkıyoruz.
Gazetelerimizin manşetlerinden böyle anlıyorduk.
Dün biraz geç uyandım.
Eşim bana günaydın diye gülümserken, ben ona hemen bir soru sordum;
“Suriye’ye girildi mi?”
Eşim, “sen kötü bir rüya gördün galiba, yok öyle bir şey. Kalk, kahvaltı hazır” dedi.
Kahvaltıdan önce haberlere bir baktım.
Yok, Haçlı uçakları Suriye’yi vurmamış
Bilgisayarın başına geçtim.
Gazete başlıklarına baktım, bir şey yok ama bir gazetenin manşeti vurucuydu;
“Bu Gece Her Şey Olabilir…”
Bizim bir gazetemiz, en azından manşei ile Suriye’ye bir gün daha yaşama hakkı tanımıştı…
1944 Yılında Japonya’ya Atom Bombası atan ülke, 2003 yılında, kimyasal silah var diye Irak’a girdi.
Biz de Irak’a giren Amerikan askerlerinin, Amerika’ya salimen dönmeleri için duacı olduk.
Irak’ta büyük bir yıkım yaşandıktan sonra ABD, Irak’ta kimyasal silah bulunmadığını açıkladı ve özür diledi ama bu arada Irak’a da demokrasiyi yerleştirdi(!)
Bu kez en uzun sınır komşumuz Suriye’de kimyasal silah problemi yaşanmaya başladı.
Birleşmiş Milletler bir heyet gönderdi, ölenlerin kimyasal silahla ölüp ölmediğini, eğer kullanılmışsa bu kimyasal silahı kimlerin kullandığını araştırmaya başladı.
Ve bizim gazetelerin bu konuda hangi manşetlerle çıktığını geçtiğimiz günkü yazımda anlatmaya çalışmıştım.
Birilerinden aferin almak için savaş çığırtkanlığı yapmak nasıl bir şeyse.
Bizi yönetenler, birilerinden aferin almak için nasıl çırpınıyorlarsa, benim saygın ve yaygın basınımın manşet atanları da aynı aferinden pay alabilmek için öyle çırpınıyorlar.
Dün, “Bu Gece Her Şey Olabilir” diye manşet atan gazetemize göre, bugün belki de bir şeyler olmuştur.
Allah cennet ülkemi Haçlı saldırısından korusun…
|