Gaziantep’te, MKE için bazı silahların şarjör, kasatura gibi parçaları yapılırdı.
Şimdi de roketatar parçaları ve mermileri yapılıyormuş.
Ama MKE için değil.
ÖSO için ve PYD için…
Bunu bir gazeteciye fısıldayan da makine mühendisi bir yurttaş.
Bu işi yapan çok sayıda esnaf bulunduğunu söylüyor ve durumu emniyet müdürlüğüne ilettiğini de belirtiyor.
Yurttaşlık sorumluluğu ile davranan bu mühendisin, bundan sonra Allah yardımcısı olsun.
Çünkü başına gelmeyen kalmayacaktır.
Hiçbir komşu ülke ile ya da uzak bir ülke ile savaş halinde değiliz.
Hatay’da, Kilis’te, Gaziantep’te, Şanlıurfa’da ve Suriyeli sığınmacıların yerleştirildiği bu illerde ve ilçelerinde sanki savaş var.
Sokaktaki insan bu durumdan rahatsızlık duyarken, bazıları da konuya ticari gözlükle bakarak para kazanma telaşı içindeler.
Kendi içinde kargaşa yaşayan hatta bu kargaşanın iç savaşa dönüştüğü Suriye, Mısır, Lübnan gibi Ortadoğu ülkelerinde yaşananlar, belki de “Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin eş başkanlarında biri” olduğumuzdan dolayı, bizi yakından ilgilendiriyor.
Ancak yanlış bir dış politika izlememiz, bizi taraf haline getirdi.
Suriye’de kullanılan ve kimin kullandığı bana göre hala belirsiz olan kimyasal silah yüzünden, Ortadoğu’daki alev iyice körüklenmeye başlandı.
Dünkü gazetelerimizin bir kaçının başlığına bakmak, bu durumu daha iyi açıklar düşüncesindeyim.
Bakın, dünkü yaygın ve saygın basınımızın bazılarının manşetleri şöyleydi;
“Son 24 Saat.”
“ABD ve İngiltere Saldıracak.”
“2 Haftaya Müdahale.”
“Müdahale Sinyali.”
“Şam Kasabının Kader Haftası.”
“Kimyasal Sabit, Müdahale Yakın.”
“Harekat İçin Eller Tetikte.”
“Müdahale Gerilimi.”
“Eller Tetikte.”
“Suriye’ye Kosova Tipi Müdahale Kapıda.”
“Koruma Kalktı.”
Bilmem bu kadar gazete başlığı yeter mi?
Güney sınırımızdaki yerleşim bölgelerinin hali, savaşa girmeden savaşır gibi ise, yarın Suriye’ye söylendiği gibi bir müdahale olduğunda ne hal alır?
Ve bu sırada Başbakan, Rize’de Aydar Yaylasındaki Fırtına Deresi’ne kırmızı benekli alabalık yavrusu bırakmakla meşgul…
Daha ne deyim?
|