Savaş çığlıklarıyla yaşamaya alıştık.
Bizim saygın ve yaygın basın, neredeyse genel yayın müdürlerinden başlayarak, köşe yazarları, sayfa sekreterleri ve muhabirleri ile Suriye’ye yürüyecek.
Başlarında gazete patronları olur mu bilemiyorum.
Bu arada bizimkiler hem kışkırtıyor hem de birlik ve beraberlikten dem vuruyorlar.
Amerika dün, yurttaşlarına “Türkiye’ye gitmeyin” dedi ve Adana’daki personeline “Adana’yı terk edin” çağrısı yaptı.
Bugün aynı çağrıyı İngiltere yapar.
Yarın Fransa Yapar.
Önümüzdeki günlerde başka ülkeler yaparlar.
Özellikle Suriye konusunda yalnız bırakıldığımızı hala anlayamayanlarımız var.
Ve bizim böyüklerimiz hala dünyayı Suriye’ye saldırmaya davet ediyor.
Hani hep birlik ve beraberlik ya!...
Egemen güçler, dünya ağaları konuyu savsakladıkça, bizimkiler hırçınlaşıyor.
Kendi içimizdeki kargaşa ile baş etmeyi bir yana bıraktık, komşu ülkelerden başlayarak ilkin Ortadoğu’ya sonra da dünyaya çekidüzen verme telaşı içindeyiz.
Biz, “çabamız savaş çığırtkanlığı değil” diye doğruları söylemezken, dünya bizim bu halimize kıs kıs gülüyor…
EĞİTİM ŞART…
Milli Eğitimin başına 10 yılda 5 bakan geldi.
Yani ortalama iki yılda bir bakan değişti.
Ülkenin yere sağlam basan, tutarlı bir eğitim politikası olmadığı için, gelen her bakan, aynı partili olmasına karşın bir önceki bakanın uygulamalarını “mülga” diyerek rafa kaldırdı.
Her gelen bakan, kendi kafasına göre bir eğitim sistemi kurmaya çalıştı.
Bu gerçek salt 10 yıldan bu yana iktidarda bulunan AKP’ye özgü bir durum değil.
Geçmiş iktidarlarda da böyleydi ancak bunlar tüy dikti.
Tutarlı bir eğitim politikamızın olmamasının ceremesini öğrenciler çekti, öğretmenler çekti.
Öğretmenler kendi aralarında sendika sendika ayrıştırılarak seslerinin çıkmaması sağlandı.
Öğretmenleri, üniversiteleri suskun bir ülkede, her gelen bakanın, kendi meşrebine, kendi anlayışına göre bir eğitim politikası uygulamasına şaşmamak gerek.
Şu savaş çığlıkları biter, baltaları toprağa gömüp barış çubuğu yakarsak, eğitime de bir çekidüzen veririz belki ama hain komşu “Esed” bizi rahat bırakmıyor ki(!)
Hele onun defterini bir dürelim, bu arada bizim defterimiz de dürülmezse bakarız duruma.
VE OLİMPİYAT…
Vallahi üzüldüm.
Adam G 3 zirvesinden kalkıp mola vermeden Arjantin’e uçtu.
Başta İstanbul olmak üzere tüm ülke kutlamaya hazırdı.
Olmadı.
Olimpiyat meşalesini 2020 yılında yakmayı yazı tura atarak kaybettik.
Kutlamak için hazırladığımız havai fişekler elimizde patladı.
Ama sunum muhteşemdi.
Şimdiden Tokyo’da madalyalar beklemeye başladık.
Dualarla alırız inşallah…
|