Yerel yöneticilik için kimileri aday adaylığı telaşında.
Kimileri de bu işin Ankara’dan biteceğini bildiğinden, şimdiden çadırını Pay – ı tahta kurmuş durumda.
Bazıları yerel yöneticilik sevdasından burnunun ucunu görmezken, ömür boyu hapse mahkum biri, mesajlarıyla ülke yönetimine format atıyor.
Bu formatın içerisinde “derinlikli müzakere” var.
Şimdiye dek yapılan müzakereler yeterli bulunmuyor.
Müzakerenin derini isteniyor.
Peki, bu derinleştirilmiş müzakere kiminle yapılacak?
Şimdilik kendisiyle.
Sonra?
Sonra da gerekirse Kandil ile.
Yani süreç işliyor, işliyor, işliyor.
Paket paket işliyor.
Derin müzakerelerle işliyor.
Yetmiyor, daha da derinleşmesi için formatlar atılıyor.
Benim yerelde yöneticiliğe soyunan aday adaylarım ise, onlar da Ankara’da derin müzakereler içinde olduklarından dolayı, başka derin müzakerelerle ilgilenmiyorlar bile.
Sınırı ihlal eden Suriye’nin bir helikopteri düşürüldü.
Güney sınırımız yolgeçen hanına dönmüş ne gam.
Havadan girilirse vururuz.
Bu helikopter düşürme olayını yaygın ve saygın gazetelerimiz nasıl okumuş?
Bir yılı aşkın süre önce Suriye tarafından düşürülen bir uçağımızda şehit olan iki pilotumuz için “misilleme” olarak okuyan da var, “Vurduk” diye kabaran da.
Birkaçını vereyim;
“Suriye’nin Şehit Ettiği Pilotlarımızın Silah Arkadaşları Suriye Helikopterini Düşürdü.”
“Sınır İhlaline Jet Yanıt.”
“Esad Al Sana Misilleme.”
“Uyardık Dinlemedi.”
“Vurduk.”
Yani pireyi deve, habbeyi kubbe yapıverdik.
Sen Suriyeli sığınmacıya, işçine verdiğin asgari ücretin üstünde maaş bağla, sonra da “bu helikopter de neyin nesi, düşürün” de.
Nasıl olsa bakar körler ülkesindesin.
Neredeyse iki yıl önce düşürülen ve iki pilotumuzun şehit olmasına neden olan olaya, bir helikopter düşür, basın da bu olayı “misilleme” olarak versin.
Bari “gecikmiş misilleme” dese belki kurtarır ama elleri bize güldürecek ya!
Bırakın bunları.
Mart ayında yerel seçimler yapılacak.
Siz seçimlere odaklanın.
Zaten öyle de yapmıyor musunuz?...
|