Geçtiğimiz gün de yazmıştım.
Hani bir “paket” bekliyorduk ya!
İşte o paket açıldı.
Hem de başbakan tarafından.
Açılmasına açıldı da BDP yeterli bulmadı, dolayısıyla memnun değil.
CHP “benim önerilerimin kopyası” diyor.
MHP kükrüyor.
Bir kısım “akil adam” da pakete şaşı bakıyormuş.
Alevi, bir üniversitenin adı değiştirilerek aldatılmaya çalışıldı.
Kürt memnun değil.
Türk zaten yok sayılıyor.
Türküm, doğruyum, çalışkanım artık yok.
Yerine Türk değilim, doğru hiç değilim, çalışmak bana göre değil geldi.
Toplum mühendisi geçinenler, hemen hemen her kanalı işgal ederek paketin hikmetlerini, kerametlerini anlatmaya başladılar.
Paket de paket hani.
Siyasal Partiler Yasası yok, Seçim Yasası yok.
Baraj “indirebiliriz” diye geçiştirilmiş.
Bu pakete doğrudan türban paketi diyebiliriz galiba.
(70 Yaşımı devirdim.
Rahmetli annem 94 yaşında öldü.
Hep başörtülüydü.
Evde tülbentle, dışarda eşarpla başını kapatırdı.
Annemin saçını göremedim.
Ancak öldüğünde, yıkanırken uzaktan görebildim.
Saçları azalmış ve bembeyaz olmuştu.)
Şimdi türban kamuda serbest.
Açılan pakete türban paketi demekte haksız mıyım?
Ve Avrupa’ya “bizi örnek alın” deniyor.
Anadilde eğitim konusunda Avrupa’nın önüne geçmişiz.
İlerdeki günler için yeni paketler hazırlandığı mesajları veriliyor.
Bu cennet ülkede yaşayanların her türlü pakete ihtiyacı var.
Pirinç paketi, kömür paketi, şeker paketi, soğan paketi, patates paketi gibi…
En önemlisi de yağ paketi.
Siz ister az anlayın isterseniz çok anlayın.
Nasıl anlarsanız anlayın.
Yeter ki paket paket paketlendiğimizin farkına varmayın.
İki pilotumuz Lübnan’da esir alınmıştı.
Hala esirler.
Biz demokrasi paketiyle oyalanıp duruyoruz.
Ve meclisin açılışında cumhurbaşkanı ve türbanlı muhterem eşleri, basına el sallayarak selam veriyorlar.
Eee, artık hakları değil mi?
Binmişiz bir alamete.
Gerisini siz getirin…
|