1960 lı yılların sonuna doğru iki yıl öğretmenlik yaptım.
Araban İlçesi’ne en yakın köy olan Karacaören Köyü’nde, ömrüme on yıl ekleyen iki yıl geçirdim…
4. ve 5. sınıfları okutuyordum.
Pırıl pırıl Anadolu çocuklarıyla geçen iki yılımı unutamam.
4.sınıftan alıp 5. sınıfı da okuttuktan sonra mezun ettiğim 4 öğrencim çeşitli üniversitelerde okuyup hayata atıldılar.
Yıllar sonra birinin öldüğünü duyduğumda, günlerce kendime gelemedim.
Diğerleri yaşamın çeşitli dallarına tutundular.
Şimdilerde yaşları 40 ın üstündedir.
O dönemdeki bir anımı anlatmak içim girdim bu konuya.
Okulda 4 ve 5. sınıflar aynı bölümdeydi.
Bir gün, 4. sınıftan bir öğrencimin dersi dinlemediğini, arkadaşlarını da oyalamaya çalıştığını gördüm, uyardım. O yaramazlığı yine sürdürünce, “bak, seni dışarı atarım” dedim.
Çok afacan ve yaramazdı ama zeki bir öğrenciydi.
Bu uyarımın üstüne o yaramaz öğrenci, kalktı ve sınıftan çıkıp gitti.
Öğretmeninden izin bile almaya gerek duymamıştı.
Sınıfa bir suskunluk egemen oldu.
O öğrenci ikinci gün okula gelmedi.
Öğleden sonra babası okula geldi ve benimle konuşmak istediğini söyledi.
“Buyurun konuşalım” dedim.
“Hoca, bizim oğlanı dün sınıftan atmışsın” dedi.
“Hayır, kendisi çıktı” dedim ama yaptığımın hata olduğunu anlamıştım.
Babası, “sen atarım demişsin o da sen atmadan çıkmış. Oğlanı arkadaşlarına karşı mahcup etmişsin. Bunun için bu gün okula gelmek istemedi…”
Öğrencimin babasıyla ilişkilerimiz iyiydi. Beni anlayacağını bildiğim için “tamam, ben onun gönlünü alırım” dedim.
Akşam evlerine konuk oldum.
Öğrencime, okula neden gelmediğini sormadım. Gelmediği gün arkadaşlarına verdiğim ödevi anlattım.
Evlerinde ayrılırken, bana saygıyla baktığını gördüm.
O yaramaz öğrenci, ikinci gün okula en erken gelenlerdendi.
Bir gün önce sınıfı terk ederek tavır koymayı yeterli bulmuştu.
İçin için sevindim…
O günden sonra o öğrencimi daha çok sevdim, o öğrencim de beni daha çok sevdi.
xxx
Başbakanın dünkü söylemi bana yıllar öncesindeki bu olayı anımsattı.
Başbakan Londra’ya gidiyordu ve açıklamalarıyla hem gazetecilere gazetecilik dersi vermeye çalıştı hem de istifa dilekçesi verdikleri söylenen 6 bakan için;
“6 bakan nasıl olur da gizli bir toplantıyı deşifre eder? Bunu bana söylesinler, ben 6 bakanın 6 sını da dışarı koyarım”
gibi bir söylemle tek seçici, tek belirleyici, tek karar verici olduğunu, lider sultasıyla ortaya koydu.
Başbakanın böyle bir söyleminin ardından hiçbir bakan, 1967 yılında benim 4. sınıftaki öğrencimin koyduğu tavrı koyamadı.
Onların yerine, haddim olmadan ben üzüldüm, ben utandım…
|