Hiç düşündünüz mü? AB yetkililerininısrarla almayacaklarını belirtmelerine karşın…
Hatta
Bazı sözcülerinin AB’nin bir Hıristiyan ülkeler birliği olduğunu ısrarla vurgulamalarına rağmen…
Bizim ülkemizin yöneticileri…
Hatta muhalefetinin bir kısmı…
Neden ısrarla AB hedefi diye tutturur.
Niçin ikide bir AB’nin bir çağdaşlık projesi olduğundan dem vurulur…
Aslında nedeni basit…
AB ile ülke yöneticilerimiz buna muhalefetin bir kısmını da dahil etmek mümkün, çıkar ortaklıkları bulunuyor.
Bunu isterseniz daha açık olarak anlatayım…
ABD ya da AB, nasıl bir Türkiye istiyor…
İşte bunu yanıtladığınız zaman, konuyu da çözmüş oluyorsunuz…
İstedikleri;
Üretmeyen…
Ya da ucuz işgücünden dolayıkendileri için üretim yapan…
Pazarları haline gelmiş bir ülke.
Bunun için de…
Haliyle toplumun ulus devlet düşüncesinden uzaklaştırılması gerekiyor…
Çünkü ulus kimliği varlığını koruduğu sürece, toplumda bu kimliğin gereği olan bağımsızlık düşüncesi de ister istemez varlığını sürdürecektir…
Dolayısıyla bunun ekonomik bağımsızlığıda içereceği göz önünde bulundurulursa…
Onlar için tek çıkar yol, ekonomi tasfiye edilirken…
Ulus devletin ve ulus kimliğin de ortadan kaldırılmasıdır.
Aslına bakarsanız…
Gümrük birliğinin amacı da Türkiye’nin AB pazarı yapılmasıydı.
Bunun için ellerinden geleni yaptılar…
Neymiş? Devlet ekonomiyle ilgilenmez, sadece yönlendirirmiş…
Öyle söylüyorlardı…
Sonra tüm müzakere belgelerinde…
İlerleme raporlarında açık açık neredeyse kuruluşlarımızın adını bile vererek bunların özelleştirilmesini istediler…
Kendilerinde devletin ekonomideki payı yüzde elliler civarında iken, bizde yüzde on’ların bile altına gerilettiler…
Hem son AB raporlarında da emredilen 3 devlet bankası…
Milli piyango…
Demiryolları
Hava yolları falan da satılınca, zaten sıfırı tüketmişiz demektir…
Peki
Ulusal ekonomi yok edilince ulus bilinci bırakılabilir miydi?
İnanın o da bırakılamazdı…
Bunun için ülke; ABD’nin istediği gibi federatif bir hale getirilmeliydi…
Etnik ve dini kimliklere özgürlük; bu nedenle en önemli talepleriydi…
Neredeyse tüm raporlarında ulus devlet konusunu eleştirip, dini ve etnik kimliklere yer verilmesini dayattılar…
Sonuçta; adına demokrasi denilen ulus devletin parçalanması paketine de en önemli destek yine ABD ve AB’den geldi…
Neredeyse sevinçten bir çığlık atmadıklarıkalıyor…
Bir de bizimkiler ulus devletin yok edilip küresel pazar olma sürecini sözde din devleti kurmaya çalışarak gizlemeye kalkmıyorlar mı, ne deseniz boş…
Hani geçtiğimiz günlerde devletin ileri gelenlerinden birisi “AB süreci olmasaydı bu “demokratikleşmeyi”sağlayamazdık” Demedi mi?
Bence de haklılar
Sağlayamazlardı…
|