5 Aralık Perşembe günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Kilis’i teşrif etti.
Kilis’in düşman işgalinden kurtuluşunu yıldönümü 7 Aralık günüydü.
Kurtuluş günü için hazırlıklara ara verildi ve Kilis bürokrasisi Cumhurbaşkanının gelişine odaklandı.
Konteyner kentlerde, çadır kentlerde barındırılan Suriyeli sığınmacılar örgütlendi, ellerine verilen Arapça yazılmış pankartlarla Cumhuriyet Alanı’na getirildiler.
Onlar da ellerinde Arapça pankartlarla, Suriye bayraklarıyla ilginç görüntüler vererek, Kilis Cumhuriyet Alanını Halep’te bir alana döndürdüler.
Çünkü Cumhurbaşkanının programında, Suriyeli sığınmacıları kaldıkları yerlerde görme diye bir madde yoktu.
Bu arada belediye, devlet daireleri ve okullar da boşaltılmıştı.
Kilis’e her zaman Cumhurbaşkanı gelmiyordu ya.
Böylelikle herkesin Cumhurbaşkanını karşılaması sağlanmalıydı.
Cumhurbaşkanı Gül, yaptığı konuşmayla Kilislilerin ne kadar yardımsever, ne kadar alicenap olduklarını anlattı ve teşekkür etti.
Oysa iki gün sonra 7 Aralıktı ve Kilis’in düşman işgalinden kurtulmasının 92. yılıydı.
Yani muhterem Cumhurbaşkanı Kilis’e iki gün sonra gelseydi hem kurtuluş törenine katılmış olacaktı hem de Kilislileri daha mutlu edecekti.
Belki de Cumhurbaşkanı ve danışmanları, 7 Aralık gününün Kilis için özel bir gün olduğunu bilmiyorlardı.
Cumhurbaşkanı, Kilis’i fethettikten sonra, aynı günün akşamı Gaziantep’i şereflendirdi.
Gaziantep’te dostlarıyla görüşmelerden sonra istirahata çekildi ve ikinci gün Gaziantep Valisini makamında ziyaret etti.
Bu sırada bir lise öğrencisi ortaya çıktı, elinde silah, sopa, taş, molotof kokteyli, sapan, biber gazı gibi yasalara aykırı bir nesne yoktu ama “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağırıverdi.
Vay sen misin Atatürk’ün askeri olan?
Lise öğrencisi genç derdest edilerek gözaltına alındı ve böylece Gaziantep bürokrasisi de derin bir nefes alarak rahatladı.
Cumhurbaşkanının Kilis ve Gaziantep ziyaretinden aklımızda kalanlar bunlar.
Bu ziyaretler niçin yapıldı? Ne konuşuldu? Cumhurbaşkanı neler söyledi gibi aykırı sorulara yanıt bulamadık.
Kilis ve Gaziantep’te, Cumhurbaşkanının geçeceği yolların trafiğe kapatılması da ayrı bir sıkıntıydı.
Bölgemizden bir Cumhurbaşkanı rüzgar gibi geçti ve gitti ya!
Mutlu olduk, kıvanç duyduk.
Ne kadar övünsek azdır.
Böylelikle Ankara’nın, bizi unutmadığını anlamış oldu.
|