Geçtiğimiz Cuma günü başbakan, TC ANA uçağına atlayıp, 1,5 saat gecikmeli de olsa Batman’dan Gaziantep’e geldi.
O gelmeden saatler önce İncilipınar Mahallesi Kıbrıs Caddesi, Muammeraksoy Bulvarı 3 – 4 – ve 16. Sokaklar, Bey Mahallesi Hürriyet Caddesi, İstasyon Caddesi yani neredeyse kent merkezi araç trafiğine kapatıldı.
Dolayısıyla her devlet büyüğü geldiğinde arapsaçına dönen trafik, bu kez tam bir keşmekeşe dönüşmüştü.
Başbakanın, yüzlerce koruması ile geleceği bilindiği halde, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü üst düzey yoğun önlemler aldı.
Miting öncesi AKP İl Başkanı Ahmet Uzer’in, “Gaziantep halkı başbakana yeter, başka illerden vatandaşları getirme gibi bir organizasyonumuz yok” demeci bana pek “manidar” geldi.
1,5 saat gecikmenin boşluğu, Anakent Belediye Başkanı Asın Güzelbey kısa bir veda konuşmasıyla, yeni başkan adayı Fatma Şahin de mavi boncuk dağıtan bir konuşmayla kapatmaya çalıştılar.
Başbakandan önce sahneye AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Hüseyin Çelik çıktı, “dillere destan” bir konuşmayla, Özgürlük Alanına toplanan halkı başbakana hazırladı.
Derken efendim beklenen an geliverdi ve başbakan mikrofonu eline aldı.
CHP’ye, MHP’ye, Pensilvanya’daki malum kişiye, cemaate, 269 gün komada kaldıktan sonra yaşama tutunamayan Berkin Elvan’na, Berkin’in ana babasına verdi veriştirdi ve alana toplananların yuhalamasını sağladı.
Ölümler arasında kıyaslama yapmasına değinmek bile istemiyorum.
Yani Berkin Elvan’ın babasının, Burak Can Karamanoğlu’nun babasının ve polis memuru Ahmet Küçüktağ’ın babsının acılı oldukları halde gösterdikleri sağduyuyu göstermedi.
Yani yangına körükle gitti.
Pek de yeni bir şey söylemedi ancak hemen hemen her konuşmasında eleştirdiği hatta “ayyaş” bile dediği İsmet İnönü’nün bir sözünü dillendirmesi çok manidardı.
Ne demişti İnönü? “Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır” demişti.
Başbakan da “bazen doğru söylemiş” diye İnönü’nün bu veciz sözünü, “namuslular da namussuzlar kadar cesur olmazsa bu iş çözülmez” biçiminde söyledi.
Ve caddeye dizilen onlarca davulcu zurnacı.
Başbakanın Gaziantep’teki konuşmasından benim aklımda kalan bu kadar.
Bir de bir afiş vardı, “sandık bize Antep size emanet” diye yazılı bir afiş.
Oysa biz sandığın halka emanet edileceğini sanıyorduk.
Araç trafiğine kapalı yollardan yürürken bir de baktım kendi kendime türkü mırıldanıyorum.
Farkında olmadan mırıldandığım türkü neydi biliyor musunuz?
“Tarlaya ektim soğan…”
Nasıl olduysa bu türkü spontane olarak dökülüyordu dudaklarımdan.
İnsan psikolojisi işte.
Ne denir?...
|