Hep Gaziantep’ten bir şeyler yazmak istiyorum, Ankara beni halime bırakmıyor.
Nasıl bırakmıyor?
Anlatayım efendim;
Yüce meclis olağanüstü toplandı.
Merak bu ya, ben de meclise kilitlendim.
Hani bizi bu meclis yönetiyor ya!...
x
Fezleke ne demek?
Araştırdım, hukukta bir mahkeme kararının, hukuki bir savcılık soruşturmasının özeti demek.
Hukuksal bir durumun özeti demek.
Bir kararın herkesin anlayabileceği biçiöde özetinin yazılması demek.
x
Yüce meclis olağanüstü toplandı.
Ben de kuzu kuzu izliyorum.
Hani bir durum çıkacak, karanlıklar aydınlığa kavuşacak, bekliyorum.
Meclis başkan vekilinin tavrı, “ellere cicom cicom.”
Büyük hukukçu Adalet Bakanının 20 dakikalık konuşması, “ellere vay.”
Ve yüce meclis, “şinanay yavrum şinanaynay…”
Televizyonun karşısında yurttaş olarak utandım, yüzüm kızardı.
Neden?
Yüce mecliste hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk tartışılıyordu da ondan.
Tam o sırada başbakan da Trakya’da bir yerlerde, “muta nikahı” üstüne nutuklar atıyordu.
Tape mape, hırsızlık mırsızlık, rüşvet müşvet, yolsuzluk molsuzluk gırla giderken ve yerel seçimlere bir iki hafta kala, meclisin olağanüstü toplanarak, yolsuzluğu, hırsızlığı, rüşveti masaya yatırıp, enine boyuna tartışmasının sulandırılması beni gerdi.
Bu yazıyı nasıl bitirebileceğimi şaşırır duruma düştüm.
Yüce meclisin hırsızlığı, yolsuzluğu, rüşveti canhıraş nasıl aklamaya çalıştığını görmek, beni duygulandırdı.
Bu meclis benim yüce meclisim mi diye kendimi sorgulamaya başladım.
Keşke bu yüce meclistekiler de kendilerini sorgulayabilse…
Yüce mecliste tartışma başlamadan bitti.
Ve perde…
Helal olsun, iyi oyundu.
Gerilme Türkiye’m…
|