Saygı, kutsal ve ince bir sözcüktür.
Saygılı olmak nezakettir, zarafettir.
Başta kendine saygısı olmayanın hiç kimseye, hiçbir şeye saygısı olmaz.
Bir de “balık baştan kokar” diye bir özdeyişimiz vardır.
Bir evde baba ya da anne birbirlerine saygısızca davranıyorlarsa, çocuklarından da saygı bekleme hakları olamaz.
x
Bir toplumda, uyulması gereken genel kurallar, bir de insanların kendilerince kuralları vardır.
Kendi kurallarını, toplumun uyulması gereken genel kuralların önüne çıkarma çabası aymazlıktır, topluma saygısızlıktır.
Bu kadar girizgahı neden yaptık?
Çok yakın bir geçmişte, bazı sosyal paylaşım siteleri yasaklanarak, kullanıcılarının girmesi engellendi.
Bu yasak bir süre devam ettikten sonra bazı sivil toplum kuruluşları, bazı kanat önderleri ve bazı kullanıcılar yargıya başvurdu.
Konu en yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesi’ne kadar gitti.
Ve bu yüksek mahkemenin verdiği kararla, kapatılan sosyal paylaşım sitesi yeniden açıldı.
Vay, sen misin açan?
“AVM” ile “AYM” yi birbirine karıştıran anlayış, küplere bindi.
“Anayasa Mahkemesi’nin kararına saygı duymuyorum” sözleriyle tavrını koydu.
Eeee, ancak bu kadar olur…
Şimdilik AYM’den ses soluk yok.
Hukuk adamlarından ses yok.
Hukuk fakültelerinden ses yok.
Belki de bu söylem karşısında hayretler içinde kaldıklarından, küçük dillerini yutmuşlardır…
Hem hukukun üstünlüğünden söz edeceksiniz hem de hukukun en yüce katının kararına saygı duymayacaksınız.
x
Buyurun size başka bir konu daha;
Biz şimdiye dek seçimlerin zamanında yapılması ya da erkene alınması kararının, “Yüce Meclis” ten çıktığını sanıyorduk.
Yanılıyormuşuz.
Tek seçici, tek karar verici ne derse o oluyormuş.
Yani genel seçimlerin öne alınarak, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte yapılması ya da zamanında yapılması konusuna bir kişi karar veriyormuş.
“Yüce Meclis” in “değerli” üyelerinden de bu konuda bir ses duyamadık.
Saygılar efendim…
|