Başbakanın söylediklerine inanmak istiyorum, olmuyor.
Neden olmuyor?
Dün söylediği ile bugün söylediği birbirini tutmuyor da ondan.
Ona canı gönülden inanmak isteyenlerse, tam bir teslimiyet içinde, her söyleneni doğru olarak algılıyor.
Başbakan, 12 yıldan bu yana iktidarda olmasına karşın hala mağdurları oynuyor. Darbe diyor, ortaklığı bilindiği halde paralel diyor, Haşhaşi diyor, kumpas diyor, montaj diyor, dublaj diyor.
Şimdilerde de “cadı avı” diye bir kavrama sardı.
İnanmak istiyorum, kendimi zorluyorum olmuyor.
Çoğu konuşmasında 1930 lardan, 40 lardan, 50 lerden, 60 lardan dem vurmasını da tarih bilgisinin kıtlığına yoruyorum.
Oğlu Bilal’in Gaziantep ziyareti de ilginç geldi bana.
Belediye başkanlarını, seçimlerde gösterdikleri başarıdan dolayı kutlamaya geldiği söylenen Bilal’in, bu kutlama töreninin basına kapalı olmasına bir anlam veremedim.
Bilal, Gaziantep Anakent Belediye Başkanını, ilçe belediye başkanlarını, başbakan babasına vekaleten mi kutladı yoksa apayrı bir misyonu mu vardı?
Babasına inanamıyorum ya vallahi oğlunun bu kutlama ziyaretine de inanamadım.
Hiçbir resmi sıfatı ve görevi yokken bir devlet büyüğü gibi Gaziantep’e sırf kutlama yapmak için geldiğine inanamadım.
Kutlamanın basına kapalı olmasını da anlayamadım.
TÜRGEV’e Gaziantep’ten arazi bağışında bulunulup bulunmadığını da bilmiyorum.
Ayıptır söylemesi, ben hiçbir şeye inanamıyorum, hiçbir şeyi anlayamıyorum ve hiçbir şey bilmiyorum…
SOMA’YI SORMAYIN…
Geçtiğimiz ay, Soma’daki kömür ocakları için araştırma önergesi veren ana muhalefet partisinin bu isteği, iktidar partisinin oylarıyla reddedilmişti.
Ve mart ayında denetlenen bu kömür ocağında hiçbir eksiklik olmadığı yani “matluba muvafık” olduğu bilirkişi raporuyla belirtilmişti.
Sonuç; ocakta patlama oldu, yüzlerce madenci yaşamını yitirdi. Bu yazı yazıldığı sırada ölü sayısı 282 olmuştu, madenden hala çıkarılamayanlar var.
Soma’daki bu olay bir kaza olarak geçiştirilebilir mi?
Soma’da yaşanan facia, hesapsız bir özelleştirme ve buna bağlı olarak taşeronlaştırmanın sonucu değil mi?
Facianın en ilginç yanı, madene kaç işçinin girdiğini kimsenin bilmemesi.
Bilal, Gaziantep’e yaptığı kutlama seferinden sonra, Soma’ya da başsağlığı seferi yapabilir mi bilemiyorum.
Hele de başbakanın engin tarih bilgisiyle 1800 lü yıllardan örnekler vererek, Soma’da maden içinde ölenlerin, neredeyse “mevzuata uygun bir biçimde ölmüşlerdir” demesi kaldı.
Çeşitli kentlerdeki Soma protestosuna Toma müdahalesi de tüy dikti.
Sosyal Güvenlik Haftasıymış…
Pööhh…
|