Dünyanın ağasının geleneksel 24 Nisan konuşmasını merakla, kaygıyla, kuşkuyla ve heyecanla bekledik durduk.
Çünkü konuşmada geçecek olan bir sözcük bizi çok ilgilendiriyordu.
Ve konuşma, kafamızı bulandıracak bir biçimde yapıldı.
Kafamızın bulandığını ilkin Cumhurbaşkanı dillendirdi; “katılmadığım yönler var…”
Ardından Başbakan, “tatmin edici değil” dedi.
Ve Dış İşleri’nden daha keskin bir ses geldi; “kabul edilemez…”
Bu arada, bizimkiler Alican Kapısı konusunda “yol haritası” üzerinde çalışırlarken, Ermenistan’da Türk Bayrakları yakılıyordu.
xxx
Biz Erivan’a milli maç izlemeye giderken, “Karabağ’dan çıkmazsanız gelmem” diyebildik mi?
Onlar, Kayseri’de yapılacak milli maç için, şimdiden “Alican Kapısı’ndan geçerek geleceğim. Kapı açılmazsa gelmem” diyebiliyor.
xxx
Bal tatlı, biber acıdır…
Bu gerçek dünyanın her yanında aynıdır.
Ülke insanı ergenekonla, ihbar mektuplarıyla, sahte hahamla, gizli tanıklarla, kazı çalışmalarıyla uğraşadursun, Obama “biber” dedi…
Obama’nın “biber” söylemi, iktidarın beklediği oranda hafif olmayınca, yalaka kesimde bir panik başladı.
“Hayır” dediler
“Obama bal dedi…”
Obama’nın ne dediğini anlamakta zorlananlar ya da ne demek istediğini bilip de bilmezden gelenler, hazretin Türkiye’de iken “1915 yılındaki olaylar hakkında görüşüm değişmedi” dediğini unutmuş gibi görünüyorlar.
Onlara göre Obama “soykırım” dememiş.
Ya ne demiş?
“Büyük felaket” demiş…
Bu konuda en çarpıcı açıklamayı, İran’dan dönüşünde Erbakan yaptı;
“Ha ali veli, ha veli ali…”
Eski öğrencileri, biraz vefa gösterip hocalarına kulak verseler diyorum.
Çünkü eski hocaları, bu yaşta bile kendilerinden daha gerçekçi…
xxx
Ezeli ve ebedi dostumuz, müttefikimiz, canımız, kanımız Amerika, bizi gözden çıkarıyor galiba…
Aslında güzel de yapıyor.
Belki ayaklarımızın üstünde durmayı öğreniriz böylelikle.
Şu anda benim güzel insanlarım, Alican Kapısı’nın açılıp açılmayacağını düşünüyor.
Bu düşünce en çok da Ermenistan’la ticaret yapma hazırlığı içinde olanlarda egemen.
Yani koyun can derdindeyken kasap et derdinde.
Eyyi olur inşallah…
|