Çocukluk yıllarımda Kilis’te, kapı komşumuz Mehmet Amca’nın (Mehmet Onur) bahçesinde büyük bir yüzme havuzu vardı.
Kilis’in ve bölgenin en büyük yüzme havuzuydu.
Yazın sıcak günlerinde her gün dolup taşardı.
Ben de yüzmeyi o havuzda öğrendim ama nasıl öğrendiğimi anlatayım;
1949 yılı mıydı 1950 yılı mıydı şimdi anımsamıyorum, küçücük bir çocuktum.
Kapı komşumuz olduğu için ayrıcalıklarımız vardı. Mehmet Amca’nın havuzuna, evlerinin içinde bahçeye açılan yolda geçip giderdim.
Bir gün havuzun kenarında yüzenleri izliyorum, herkes suya atlıyor, dalıyor, çıkıyor, yüzüyor, ben de yüzerim diye kendimi suya atıverdim.
Atladığım sudan çıkmak için çırpınmaya başladım, olmuyor, “Mehmet amca, Mustafa abi” diye bağırıyorum, ağzımdan baloncuklar çıkıyor.
Tam kendimden geçmek üzereyken, suyun içinde bir karartı ve bana doğru uzanan bir el gördüm, gerisini anımsamıyorum.
O dönem Kilis’te emniyet amirliği yapan bir polis müdürü, “ bakalım bu bücür nasıl yüzecek” diye beni izlermiş.
Sudan çıkmadığımı görünce, havuza atlamış ve beni çıkarmış. Rahmetli Mehmet amcanın anlattığına göre, kendime gelebilmem için de epey uğraşmış.
Kurtulduk, yaşıyoruz ve yazıyoruz.
Bu olayın ikinci günü rahmetli babam, elimden tutup beni “Seray”a götürdü.
Biz o zamanlar Kilis’te bahçe içindeki hükümet konağına “Seray” derdik.
Alt katta, girişteki emniyet birimine girdik, bir bölümü geçtik, içeri girdiğimizde, sevecen bir polis, “gel bakalım şampiyon” diye bizi karşıladı.
Babama kahve bana gazoz ikram etti ve “bak şampiyon, yüzmeyi seviyorsun ama daha öğrenememişsin, artık yavaş yavaş öğrenirsin” diye bana takıldı.
Çıkarken de cebime bir kağıt 2.5 lira sokuşturdu.
O dönem paramız değerliydi ve satın alma gücü yüksek olduğundan kağıt 2.5 liralıklar vardı.
ŞİMDİ OLSA…
Yaklaşık 60 yıl öncesinin bu olayı şimdi olsa, yani bir çocuk suya düşüp boğulmak üzere olsa, çevredekiler hemen cep telefonlarını ellerine alır, suda ölümü kare kare görüntüler ve sosyal medyada paylaşma yarışına girer.
BUGÜNE GELİRSEK…
Dünya, Ortadoğu’daki IŞİD vahşetini görüyor ve fotoğrafını çekiyor.
Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, tüyünü kıpırdatmadan salt görüntü alıyor.
Dünya, “onlar rehine değiller” in, tutsaklar için “sağlıkları iyi” nin fotoğrafını çekiyor.
Hele hele görev süresi dolan Nato Genel Sekreteri gelip hem Ortadoğu’nun hem yaşanan vahşetin hem de Türkiye’de “kimse gücümüzü test etmesin”, “Irak’ta kaos varmış gibi yansıtılıyor” diyenlerin fotoğrafını çekiyor.
Bana da “çocukluk yıllarımda keşke o sudan çıkamasaydım” diye hayıflanmak düşüyor.
|