Ramazan ayı gelmeden gazetelerde, televizyonlarda yayınlanan reklamların özü değişti.
Reklamların öznesi Ramazan oldu.
Hani % 99 u Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz ya!
Yurtdışı kökenli (ithal) ne kadar yiyecek, içecek, giyecek varsa, reklamlarında Ramazan kullanılmaya başlandı.
Bu saydıklarıma banka reklamlarını da ekleyebilirsiniz.
Her yıl Ramazan ayında böyle olmuyor muydu?
Bu yıl da geri kalınmıyor.
x
Dinleri Hıristiyan olan ülkelerin ürettikleri ürünler, % 99 u Müslüman olan bir ülkede, satış rekorları kırmak için kutsal ay Ramazanı kullanıyorlar.
Eeee, ticaretin dini, imanı olur mu?
Hıristiyan ülkelerin yöneticileri, bakıyorlar ki Müslüman ülkelerde Müslüman Müslüman’ı kırıyor.
Hadi bakalım kolay gele babından, ürünlerinin reklamını dini motiflerle süsleyerek ticaret yapmayı sürdürüyorlar.
Bize de reklamlarda ne görürsek gidip almak düşüyor.
Almasak kafire karşı ayıp olacak.
Adam malı üretmiş, ayağımıza kadar getirmiş.
Üstelik dini kullanarak öyle reklamlar da yapıyorlar ki.
Almamamız ayıp olmaz mı?
x
Müslüman geçinerek din kardeşlerinin kafasını kesen, kurşuna dizen, asan bir avuç terörist, adına “İslam Devleti” dediği güya bir devlet kurdu.
Bayrağını da çekti.
Elinde tutsak olarak tuttuğu 100 e yakın Türk yurttaşı ile Türkiye’nin pek ilgilenmediğini görünce daha da rahatladı.
Biz şimdilerde Çankaya ile meşgul olduğumuzdan, tutsak yurttaşlarımızı kurtarmayı es geçiyoruz.
Halk sandığa gidecek, aynı topun kumaşından ya bir “cumhurbaşkanı” seçecek ya da bir “başkan” seçecek.
Başka seçeneği olan varsa beri gelsin.
Bu arada bir gün önce cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayan HDP’i Selahattin Demirtaş’ın adaylığını görmeyen ekranlar, dün, başbakanın adaylık açıklamasına kilitlendi.
Tam o sırada ajanlardan dünyaya bir haber düştü; Fransa’nın bir önceki cumhurbaşkanı Sarkozy, yolsuzluk ve yargıya müdahale suçlamasıyla gözaltına alındı.
Ha “du bakali, gün doğmadan neler doğar” diyorsanız, ona da saygı duyarım.
Bu ıvır zıvırları bırakalım, reklamları izleyelim, keyfimize bakalım…
|