Ruhsal hastalıklar ülkeyi sarmış sarmalamış.
Yüce mecliste bir milletvekili, Sağlık Bakanının yanıtlaması istemiyle bu konuda bir soru sormuş.
Sağlık bakanı muhterem de soruyu ciddiye almış, yanıt vermiş;
Sağlık Bakanının soruya verdiği yanıta göre, 2009 yılında ülke genelinde 3 milyon ruhsal hastalıklı yurttaş varmış.
2013 yılında bu sayı 9 milyona ulaşmış.
Sağlık Bakanının soruya verdiği yanıta göre, kafayı bozanlar katbekat artmış.
Bu rakamlar bizim araştırmamız değil, Sağlık Bakanının verdiği rakamlar.
Yani millet kafayı yemede rekora doğru gidiyor.
Liberya’nın Ebola Virüsünden daha tehlikeli bir durum…
x
Alamanya Türkiye’yi dinliyormuş da büyükelçisini çağırıp, “bir daha olmasın” demişiz.
Eğitim yerlerde sürünüyor, sosyal güvenlik Soma, hayvancılık angus, tarım saman, Avrupa’nın Alamanya’sı bizi dinliyormuş da “bir daha olması” mış…
Uzaya o kadar uydu boşuna atılmış sanki.
Herkes birbirini izliyor, dinliyor.
Alamanya da bizi dinlemiş – miş…
Hadi canım siz de.
x
Ülke genelindeki cezaevleri dolup taşıyormuş.
Örneğin; Gaziantep E tipi cezaevinin kapasitesi 800 iken 2000 kişi kalıyormuş.
F tipinin kapasitesi 300 iken 1000 kişi kalıyormuş.
Hemen hemen tüm cezaevlerinde durum buna benzermiş.
Yani cezaevi yetmiyor demek.
Çözüm aramışlar bulmuşlar; Adalet Bakanlığı 72 cezaevi daha yaptırıyormuş.
Tutuklular, mahkumlar rahat etsinler diye olsa gerek.
x
Uyuşturucu, özellikle Bonzai denen lanet gençleri sarmış sarmalamış.
Her gün bu zıkkımdan ölenler var.
Türkiye eskiden uyuşturucu ticaretine köprü görevi yapardı.
Yani İran’dan, Afganistan’dan, doğu ülkelerinden gelen uyuşturucu, Türkiye’den Batıya giderdi.
Şimdilerde uyuşturucu tembelleşti, Türkiye’yi geçemiyor.
Neden?
Türkiye’de uyuşturucu kullananlar katbekat arttı da ondan.
Yazımın başında ruh sağlığımızın bozulduğundan söz etmiştim. Eee, nasıl bozulmasın?
Fotoğraf net…
|