Son günlerde bazı partilerimizin ana gündem maddesinin ulusalcılık olduğu görülüyor…
Böyle olunca…
Kimileri aklınca bunu solun karşısına koymaya çalışırken…
Kimileri de reddetmeye çalışıyor…
Aslına bakarsanız bugün dünya üzerindeki tartışma ulusalcılık-solculuk karşıtlığı üzerine değil…
Hem böyle bir gündem maddesi dünyanın hiçbir yerinde yok, olamaz da...
Sorun nedir biliyor musunuz?
Emperyalizmin kuklası olup…
Onun ülkemiz içindeki planlarının bire bir savunucusu olanların, yavuz hırsız misali kafa karışıklığı yaratarak halkıaldatmaya çalışmaları…
Olay budur.
İsterseniz ulusalcılığı biraz tanımlamaya çalışalım ki konu biraz olsun aydınlığa kavuşabilsin…
Ulusalcılık: en basit tanımla ulus devletten yana olmak demektir.
Yani ulus kimliği…
Biraz daha açalım…
Onların tekçi devlet anlayışı dedikleri tek dil, tek millet, tek vatan, tek bayrak esasına dayalı devlet biçimini savunmaktır…
Yeterli mi?
Elbette değil.
Hiç tüm kaynaklarını emperyalizmin talanına terk etmiş bir ulus devlet olabilir mi?
Olamaz.
Böyle olunca da…
Ulusalcılık daha geniş bir tanımla…
Toprakların yabancılara satılmasından tutun…
Sanayinin…
Bankaların…
Ticaretin…
Yabancılara satılmasına karşı çıkmak demektir aynızamanda…
Bir anlamda…
Ülkenin en küçük bir parçasını bile gözü gibi korumaktır…
Şu solculuk meselesine gelince…
Sizce…
Güney Amerika’daki solcu ülkeler neden hedefte?
Neden birçok lideri darbeler ve suikastlarla yok edilmeye çalışıldı?
Ben söyleyim…
Ülkelerini emperyalist talana açmayıp…
Kendi yer altı, üstü kaynaklarına…
Sanayilerine…
Tarımlarına sahip çıktılar…
O yüzden.
Siz emperyalizme karşı çıkmayın…
Onun ülkemizde uygulamaya çalıştığı etnik ve dini kimliklere ayrıştırma planlarının bir parçası olun…
Bu amaçla yapılan
Askerin…
Yargının…
Eğitimin tasfiyesine sesinizi, çıkartmayın…
Ulusal kaynakların…
Sanayinin…
Tarımın…
Bankaların…
Kısacası tüm ekonominin yabancılara satışına kayıtsız kalın…
Sonra da solculuk muş?
O halde sormak gerekiyor…
Küreselciliğin adı, ne zamandan beri solculuk oldu?
|