Sevgili okurlarımız,
Mübarek kurban bayramınız kutlu ve hayırlı olsun diyorum. Bugün arefe günü ve eminim siz de benim gibi güzel koşturmacalar içindesinizdir. Yarın imkanları olanlar kurbanlarını kesecekler, ihtiyacı olanlara dağıtacaklar. Kesemeyeler kurban verenlere dualar edip Allah razı olsun diyecekler.
Toplumların böyle bayramları vardır. Her toplumun değişik adlarla adlandırdığı kutlamaları var. Bu kutlamalarda dargınların barıştığı, birlikte yemekler yapıp eğlendikleri, mutlu oldukları ve kaynaştıklarını görürüz. Çocukların da bulunduğu bu kutlamalar, nesilden nesile aktarılarak , gerek din, gerek kültürel miras olarak sürer gider.
Burada yaşanan hadiseye bakacak olursak buna bir bayram da vesile olsa, toplumlarda bir birliktelik ve bir dayanışma olduğunu görürüz. Birey, aile, akrabalar, komşular, karşıdan karşıya geçen yaşlılar, sokakta yaşayan hayvanlar, yardıma ihtiyacı olan canlılar, hepimiz bu dünyanın bu anda yaşayan varlıklarıyız.
Çok çabuk ilerleyen bir zamandayız. Dünyada hiçbir zamanda bu kadar hızlı bir teknoliji ve bu kadar hızlı bir iletişim yoktu sanırım. Bu kadar makineleşirken; her şeyimiz bilgisayarlarla düzenlenip yönetilirken, duygularımızın varlığını, kalbimizin sesini, ruhumuzun mutluluğunu ve birarada yaşamanın kıymetini de işte daha çok bu bayramlarla anlıyoruz.
İşi gücü bir yana bırakıp, çarşıya çıkıp bayramlık kıyafetler alanlar, zeytinyağlı dolmasına kuş üzümü alacak olanlar, tel kadayıf siparişi verip gelecek olan akrabalarına hazırlık yapacak olanlar, bayram hamamı yapanlar, bayramda kalabalık olur diye rahmetlilerine gidip dua okuyanlar veya bu bayram uzakta olan akrabalarına gidip de hasret giderecek olanlar yani biz, hepimiz ; farkında olalım.
Belki bu farkındalığı yakalamak için bayramların da olması gerekmez. Günü yaşarken de farkında olabiliriz. Ancak öyle alıştık ki bol tüketime ve gereksizce almalara; eski bayramlarda, çocukluğumuzda bize alınan kıyafetlerin değerini unuttuk. Şimdi gidip hemen alabildiğimiz hiç de önemli gibi görmediğimiz bir ayakkabı, o zamanlar ne kadar kıymetliydi. Bazen de hiç önemsemeden gereksizce tükettiğimiz paralar gibi, tükettiğimiz duyguların farkında olalım.
Biz duygularımızı besler onlara iyi bakarsak, bu kadar koşturduğumuz hayat karmaşasında yakınlarımıza gerekli degeri verip, önümüzdeki yılların mutluluğu için çaba sarf edersek, bütün bu farkında olup da yaptıklarımızın; içinde bulunduğumuz topluma da yansıdığını göreceğiz.
Mutlu toplumlar, mutlu bireylerin eserleridir. Mutlu bireyler de yaşamın farkına varanlardır. Bu bayram, bu mutlu bireylerin; çocukları, kırgınları, unutulmuşları, büyükleri, küçükleri, hayvanları, rahmetliletimizi, herkesi mutlu edeceklerine inanıyorum. Yani sizin, yani bizim, yani benim.
Farkında olalım. Bu a'nımızın değerini bilelim, hayatın, hayata sarılmanın, eski bayramlardaki o güzel günlerdeki mutlulukların devamını diler, bu vesile ile hayırlı bayramlar dilerim.
Handan Çölaşan
|