Sevgili okurlarımız,
Bayram tatilinin son günlerindeyiz. Kurbanlarını kesenler, tatile gidenler veya işlerinden dolayı bir yere gidemeyenler artık bayramın bitişi ile günlük hayata dönmenin telaşı içindeler.
Bayram tatilinin uzun oluşu nedeniyle bütün tatil beldelerimiz son yılların en yüksek doluluk oranı ile rekor kırmış vaziyetteler. Hangi dostumla görüşsem karadenizden egeye, egeden akdenize, akdenizden Kıbrıs'a kadar bütün sahillerin, şehirlerin, kasabaların ve balıkçı köylerinin bile dolu olduğunu, marketlerde yoğurt, süt, peynir gibi gıdaların hatta karpuzun bile kalmadığını, rezervasyon yapmadan hiçbir yerde oda bulunamadığını, bazı tatilcilerin de geceleri arabalarında uyuduklarını söylediler.
Gerçekten bu bayram her yer doluydu ve son zamanların en çok para sirkülasyonunun olduğu, esnafın yüzünün güldüğü, dolarla pek ilgilenmemeye çalıştığımız bir zaman yaşadık.
Türkiye, cennet gibi bir ülkedir. Turizmle geçimini sağlayan halkımıza her zaman elimizdeki imkanlarla böyle destek olmalıyız. Kocaman bir yorgun yılı geride bırakırken hem tatil yapıp dinlenmeli, mutlu olmalı, hem de iç turizmin canlılığını sağlamalıyız. Dış ülkelerden gelen turistlerin otellere verdikleri düşük ücretlerle mücadele eden dev yatırımları ve oralardaki çalışanlarımızı da düşünürsek; onlara da destek vererek ülkemize katkıda bulunmalıyız.
Aylık maaşlarımıza ve emekli aylıklarımıza bakacak olursak; bu her zaman elbete mümkün olmayabilir. Ancak devletin gelirleri artarsa, bizim de gelirlerimizin artacağı düşüncesiyle, ülkemizin de her yerinin denizle çevrili olduğunu düşünürsek; bu turizm cennetinde her zaman birlikte, omuz omuza vererek mutlu yaşayabiliriz diye düşünüyorum.
Bayramın bu son günlerinde, evlerine dönüş yapacak olan tüm dostlarımıza naçizane "trafiğe dikkat " uyarısında bulunarak; nice güzel, mutlu, sağlıklı, bol paralı bayramlar diyorum.
Handan Çölaşan
|