Sevgili okurlarımız,
Kahve; kültürümüzde ve günlük hayatımızda, adını Türk Kahvesi olarak ya da yörelerimize göre bir özel bir adla anılarak yaşantımızda yerini koruyan, üstelik; içene kırk yıl hatırı olan içmeyende de hatırı kalan bir değerimizdir.
Yemekten sonra hazmettirdiğinden, sohbetlere keyif verdiğinden, fallarıyla bizlere haberler verdiğinden, kız istemelerde adetten, velhasıl her dem bize çeşitli sebeplerle eşlik eden kahve; fincanlarda içilir. Gümüşlerde, porselenlerde, cam bardaklarda kupalarda içildiği de olur.
Hayat da kahveye benzer. Kimisi gümüş fincanda içer kahveyi, kimisi porselen, kimi cam bardakta kimi kupada içer ama içilen hep aynı kahvedir. Hayat bir kahvedir. Bardaklar, kupalar, fincanlar da; işimiz, toplumdaki konumumuz ve para ile olan ilişkimizdir.
Herkes doğası gereği kendisi için; en gerekli olanı, en iyi olanı, en değerli olanı, en faydalı olanı, en kaliteli olanı ister. Çok çalışıp, çok para kapanıp, kendisi için en iyiye ulaşıp gümüş fincanda kahve içmeye de çalışsa; aslında içilecek olan yine aynı kahvedir. Bu sebeple biz de kahvemizi lezzetli içmeye, hayatımızdaki lezzetlerin farkına varmaya özen gostermeliyiz. Ayrıca; doğamız geregi en iyiye ulaşmak istemek de bizde stres ve problemler yaratabilir.
Emin olun bardağın kendisi, gümüş fincan veya cam kupa kesinlikle kahvenin kalitesine hiçbir şey katmaz. Sadece gümüş pahalıdır ama pahalı demek lezzetli anlamına gelmez.
Seçtiğimiz veya elde ettiğimiz bardak hayatın kalitesini belirlemedigi gibi değiştirmez de. Bazen sadece bardağa odaklanarak kahvenin tadını çıkartmayı unuturuz.
Kahvemizin tadına varalım.
En mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip değildirler. Sadece her şeyin en iyi şekilde tadını çıkartırlar. İyi ve gösterişli bardakları alma, seçme düşüncesi çoğu zaman galip gelir. İçindeki daima ikinci plandadır. Oysa, unutmamak lazim ki; ambalaj ne kadar gösterişli olursa olsun, kullanacağımız şey ambalajın içindedir.
Dost seçerken insanların dış görünüşlerine aldanmak da öyledir. En kötü görünen insanların da kafalarında çok güzel düşünceler olabilir. En şık görünümlü insanın düşünceleri de felaketiniz olabilir. Siz her zaman her şeyin içindeki özüne bakın. Size lezzet veren üzüm bağı değil üzümdür.
Hayattan lezzet almanın tek yolu elimizdeki güzel ambalajlı şeyler değil, içindekilerdir.
Kötü tadı olan bir kahveyi gümüş bir fincan da bile içsek yüzümüzü buruşturur, içemeyiz.
Enfes bir kahve sıradan bir bardakta bile sunulsa, yüzümüzde bir tebessüm oluşturur.
Cevizin kurumuş buruşmuş dış kabuğuna değil, cevizi kırıp içindeki lezzetine bakalım. Bütün tad oradadır, dışındaki kabukta değil.
Hayatımızin kıymetini bilip, mutluluğumuza sahip çıkalım. Bir dostumuzun veya eşimizin ikram ettiği kahvenin değerini anlayalım. Kahvemizin tadına varalım...!
Handan Çölaşan
|