Sevgili okurlarımız,
Bahar öyle güzel geliyor ki, yağmurlar bile, artık anlamışlar gibi, gitmek istemezcesine, hep son kez dercesine; dolu dolu, sağnak sağnak, bazen de seller gibi yağıyor.
Hava durumuna bakacak olursak, yurdumuzun her yerinde yağmur haberlerine rastlıyorum.
Özellikle denize yakın bölgelerimiz ve kıyı şeridindeki yerleşim yerlerimizde yağmurlu bir dönemden geçiyoruz. Gerçi yurdun her yerinde yağmurlar var ama burada Ankara'nın Nisan yağmurlarını da anmadan geçemiyeceğim.
Birçok şarkıda da adı geçen yağmurlar, nisan yağmurları, baharlar, şairlerce sık sık kullanılır ve özellikle baharlar da pek meşhurdur.
Şarkıların bir güftesi; yani bir şair tarafından yazılan sözleri vardır. Bu sözler; bir bestekar tarafından notalarla birleştirildiğinde, ortaya bir şarkı, bir türkü veya icra edilecek bir müzik çıkar. Bahar da böylece müzikle taçlanmış olur.
Bahar; mevsimlerden bir ay olsa da, adı ilkbahar olunca doğanın yeniden canlanması gelir aklımıza.
Sonbahar olunca, artık bu yaşadığımız baharın sonlarına gelindiğini düşünebiliriz. Belki o yaprakların yeşilden sonraki aldıkları sonbahara özgü renkleri, belki artık görevini tamamlamış, meyvelerini vermiş ve zamanı geldiğinde de yere düşen o kurumuş yaprakların çaresizliği, ve beraberinde getirdiği serin havalar da sonbahara bir anlam katar.
Ben de; "Bahar"ı bahane ederek, baharın verdigi ilhamla da; bakın bu yakinlarda nasıl bir şiir yazmışım.
EN ÇOK DA SENİ
Baharı kim özlemez ki;
Koskoca kışın ardından
Isındığım yünlü yorganlarda
Daldığım derin rüyaları
En çok da seni...
Gördüğüm yemyeşil ovaları
Asi'nin denizle birleştiği yerde
Aradığım birşeyleri
En çok da seni...
Bıraktığım gençliğimi
Bir palmiye ağacının altında
Annemle çektirdiğim o güzel
Ama şimdi hüzünle dolu o resmi
En çok da seni...
Almağa gittiğimde
O heybetli yürüyüşünü
Boyunu posunu
Kuzgunî saçlarında geçen seneleri
Seni...
En çok da seni...
Ankara
03.03.2019
|