Nasip olursa inşaalah 19 Ağustos 2012 Pazar günü, iki dinî bayramımızın ilki olan Ramazan bayramını idrak etmiş olacağız. Oruç ibadetini ifa etmenin akabinde ilahî ikrama ermenin sevinç ve saadetini yaşayacağız. Tabi Ramazan ayı bittiği için değil, günahlarımız affolduğu için, büyük sevap ve nimete kavuştuğumuz için bayram yapıp sevineceğiz.
Bu sevinci doruk noktaya erdirecek müjdeleri içeren hadîs-i şeriflerden bir kaçını sizlerle paylaşarak sözlerimizi onlarla tezyin etmekte ve mutluluğumuzu onları okuyarak arttırmakta fayda mülahaza ediyorum.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurmuştur:
“Bayram sabahı Müslümanlar namaz için camilerde toplanınca, Allah Teâlâ meleklere; ‘İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir?’ diye sorar. Melekler de; ‘Ücretini vermektir.’ derler. Allah Teâlâ’da; ‘Siz şahit olun ki, Ramazan’daki oruçların ve namazların karşılığı olarak kullarıma kendi rızamı ve mağfiretimi verdim. Ey kullarım! Bugün benden isteyin, izzet ve celâlim hakkı için isteklerinizi verim.’ buyurur.”
Efendimiz başka bir hadîs-i şerifinde: “Ramazan’ın son günü Allah Teâlâ, oruç tutanları affeder.” buyurunca Ashab-ı Kirâm, “Ya Resulallah! O gün Kadir gecesi mi?” diye sordular. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) buyurdular ki; “Bilmez misiniz ki, iş yapana, işi bitirince ücreti verilir.”
Bu mükâfatları bilen bir Müslüman nasıl sevinmez ve bayram etmez ki?
İrşat ve ikazları ile ümmetini devamlı iyiye, doğruya ve güzele yönlendiren Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.), Allah Teâlâ’nın Ramazan’da dört kesimden kimseleri affetmeyeceğini belirterek onları tövbe ve istiğfar edip affedilecek konuma gelmeleri hususunda uyarıda bulunduğu bir hadîs-i şerifinde: “Allah Teâlâ Ramazan’da dört sınıf insan hariç, herkesin günahlarını affeder. Bunlar; içki içmeye devam eden, ana-babasına âsî olan, sıla-i rahmi terk eden, mümin olmaktan ümidini kesendir.” buyurmuştur.
Dolayısıyla bunların tövbe ve istiğfar halinde affedileceklerine işaret etmiştir.
Ramazan orucunu tutmanın sevincini Ramazan bayramında, hac ibadetinin vecibelerini yerine getirmenin sevincini de Kurban bayramında yaşayan Müslümanlar, iki ibadeti ifa ederek Allah’ın ikramı olan Ramazan ve Kurban bayramlarında birlikte sevinip mutluluklarını toplumun tüm bireyleriyle paylaşma cihetine giderler. Sevindirerek sevinmeyi, mutlu ederek mutlu olmayı ve doyurarak doymayı ilke edinirler. Özellikle Ramazan ayında tadılan açlığı yıl boyu tadan muhtaç insanları doyurarak gerçek doyuma ererler. Çünkü onlar, sevinçlerin paylaşıldıkça çoğalacağını, üzüntülerin de paylaşıldıkça azalacağını çok iyi bilirler.
Bu inanç ve bilinçle yörelerindeki yaşlı, yorgun, yoksul, yetim, güçsüz, kimsesiz ve dar gelirli insanları koruyup gözetmeyi görev bilirler. Onlarla paylaşılmayan sevince bayram sevinci demezler. Kendileri bayrama hazırlanırken, yanlarındaki ve yakınlarındaki yoksul yurttaşların da ihtiyaçlarını karşılayarak bayramı birlikte karşılamaya çalışırlar.
Bayram öncesi öyle bir yapıcı yaklaşım sergilerler ki, bayram gecesine girerken yörelerinde kederli bir kimse ve gülmeyen bir yüz bırakmayacak şekilde herkese yakınlık gösterir ve ilgilerini onlardan esirgemezler. Zekât, sadaka, fitre ile onların zorunlu
ihtiyaçlarını karşılamaya katkıda bulunmanın yanında bayramı bir arada geçirerek yalnızlıklarını unutturmaya ve üzüntülerini gidermeye çalışırlar.
Sevinç ve saadet günleri olan bayramlar, büyük-küçük herkesin haz ve heyecan duyduğu kutlu ve mutlu günlerdir. Gelmeden günler öncesi hatırlanıp hazırlığı yapılan bu kutlu günler, yediden yetmişe toplumun tüm bireylerinin birlikte sevinmesi gereken günlerdir.
Bayram’da başta Devlet büyükleri olmak üzere her kademedeki her yetkili ve her seviyedeki her vatandaş, fakir ve yetim çocukları sevindirmede Hz. Peygamber (S.A.V.)’i örnek alıp, başlarını okşamayı, sırtlarını sıvamayı ve sorunlarına eğilmeyi görev bilmelidir.
Mevlâ-yı Müteâl hazretlerinden, arz edilen hâl ve hasletleri hayal olmaktan çıkarıp, yaşanan bir hayata döndürmesi ve bizleri böyle birbirini sevip sayan hakiki Müslümanlar haline getirmesi niyazıyla sözlerimizi noktalarken, tüm okuyucularımızın bayramını gönülden kutluyor ve anlamına uygun bir bayram geçirmelerini diliyorum.
|