Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29912254
Bugün Ziyaretçi :  3231
Aktif Ziyaretçiler :  3231

BENİM KIZIM, BİZİM KIZIMIZ
 
Benim kızım yok. Üç erkek çocuk annesiyim. Oğullarımın flört ettikleri kızları kızım kabul ettim. Onlara benim oğullarımdan ki bunu hiç sanmıyorum bir zarar gelecek olsa karşılarında beni bulurlar. Yani ben hep kızların, kadınların yanında oldum. Bunu da hep oğullarıma konuşmalarımla, jestlerimle hissettirdim. Bir kız çocuğu benim için çok önemli. Bir zamanlar Kardelenler diye atılan adımlarla kaç kızın küçücük yaşta evlendirilmesine engel olunmasının yüreğime verdiği ferahlığı anlatamam.
 
Benim kızım olmadığı halde bir kız evlat sahibi olma hislerini taşıyabiliyorsam hunharca katledilen Özgecan’ın annesinin yerine kendimi koymayı düşünemiyorum. O ıstırabı, o acıyı hangi ana yüreği kaldırır?
 
Kız çocuklar kuvvetlidir. Doğuştan öyledirler. Bakarsınız aynı olumsuz şartlarda doğmuş bebeklerden kız bebekler hayatta kalmayı başarır. Başarır da bir soysuzla başa çıkamaz yıllar sonra.
 
Kız çocukları analarının canı, dert yoldaşı olurlar. Anlarlar hallerinden. Hasta olduğunda bir tas sıcak çorbadır o kız. Üzüldüğünde gözyaşına mendil anasının. Öyle erkek evlatlar gibi “hadi gidelim yeter” diye tutturmazlar alışverişe beraber çıktığınızda. Şimdi demeyin ki ayrımcılık bu diye.Değil, kız çocuğu olan arkadaşlarımla kıyaslayınca erkek analarının durumunu bizzat yaşayanolarak ses oluyorum şimdi ben.
 
O canından canı, bir gün cebine harçlığını koyup okula yolluyorsun. Akşam eve gelmiyor. Saatler geçiyor kızın yok ortada. Nasıl çıldırmaz insan? Bir de onun öldüğünü öğrendiğinde. Bir de cinayete kurban gittiğini. Aslında trafik kazaları da birer cinayettir tabii ki. Öyle de olsa belki trafik kazasında ölse bir yerde tevekkül edecek anası. Ama kızı tecavüz amacıyla korkunç bir şekilde öldürülmüş, yakılmıştır. Bundan büyük acı mı olur?
 
Biliyordur bu dünyanın ne kadar pis insanlarla dolu olduğunu yavrucak aslında. Onun için de biber gazı taşıyordur ama nafile! Azgın yaratığa karşı koyamaz. Gerisi malumunuz. Anası deliler gibi geçirdiği saatlerin sonunda bütün olanları öğrenir. Sonrası yoktur. Aile çökmüş, bitmiş bir baba, içi kin dolu diğer aile bireyleri… Yıkılan hayaller, boşa giden emekler. Yirmisinde biten bir hayat…
 
Beyinleri tecavüze çoktan uğrayanlar, bu iğrenç olayı laiklik ve Müslümanlık çerçevesinde ele aladursun,yalaka basın Amerika’da iki dakikada bir edilen tecavüzleri örnek göstermiş, olayı mini eteğe indirgemişler topluluğuyla “benim kızım, bizim kızımız” diye Özgecan’ın davasını bağrına basanlar karşı karşıyadır artık. Katil tecavüzcüyü koruyanlar ve adaletin yerine gelmesi için kendilerini paralayanlardır taraflar. Bundan sonra olacaklara “dur” demek, yapılanın hesabının yapanın yanına kalmaması için uğraş verenler, yürüyenler, yazanlar, kampanya imzalayanlar, siyah giyenler. Yani nasıl olursa olsun tepki gösterenler tabii ki bizim tarafımız. Hepsi kadın değil bu insanların. Erkekler de yanı başlarında kadınların. İnsan olmak yeterli zaten tepki göstermek için…
 
Ben bu ülkede istediğim gibi giyinemiyorum, istediğim yere istediğim saatte gidemiyorum, gülemiyorum, hamileyken suçlu gibi sokakta dolaşıyorum, çalışma hayatımdan uzaklaştırılmam için uğraşlar veriliyor, kız çocuğumu o sapıktan bu ahlaksızdan nasıl koruyacağım diye canım çıkıyor. Peki, ben bu memlekette yaşıyor muyum?
 
İkinci sınıf muamele görmek, duvarlar ardında yaşamak niye kaderim oluyor? Biraz sesim çıksa, tek başına bir yere gitmeye kalkışsam başıma neler gelecek diye niye düşünüyorum? Bazı erkeklerin ahlaksız tutumları yüzünden kadınlar niye bazı değerlere tutsak ediliyor?
 
Ben niye kaç kez davet edildiğim halde evimin yolu tenha diye geç vakit dönülecek edebiyat toplantılarına gidemiyorum? Niye senelerdir hep pazar günleri gündüz tiyatrolara gidiyorum? Veya oldu ki akşam gittim; taksiye binerken telefondaoğlumla konuşur gibi yapma ihtiyacını neden hissediyorum?
 
Ve ben 57 yaşındayım… Bu yaşta korkuyorum. Çünkü biliyorum ki bu sapıklar yaş baş dinlemiyor. Seksen yaşındaki kadınlara bile tecavüz ediyorlar. Bu durumda bir de genç kızlarımızı, kadınlarımızı düşünün… Yalnız burada erkekler kusura bakmasınlar empati yapmanız imkansız. O huzursuzluğu yaşamak bambaşka bir şey çünkü. Yaşamadan hissedilmez.
 
Kızı olan babalar, en az anneler kadar huzursuzlar artık. Kızlarla babaları arasındaki bağ çok özeldir. Gelin olurken bu bağın kuvveti daha çok anlaşılır. Yani ne yapacak insanlar? Pamuklara mı saracaklar kızlarını? Devamlı yanlarında mı gezecekler? İşten veya okuldan gelirken belli noktalardan mı karşılayacaklar? Mini giyme, makyaj yapma, gülme diye mi ikaz edecekler? Bu sapıkları hangi önlemler durdurur? Hangi Özgecanlar hangi özverileriyle karşı durabilirler bu sapıklara? Bu arada bizi yönetenler bu durum hakkında adi bir tecavüz davası olarak bile görüp görüşlerini bildirmekten kaçınırken halk için “benim kızım, bizim kızımız” deme zamanıdır artık…
 
Göz göre göre kızlarımızı o adi yaratıkların o pislik emellerine bırakamayız. O adi yaratıkların her ne sebeple olursa olsun arkasında duranların da onlardan herhangi bir farkı yoktur. Aynı mini etek giyersen tecavüze uğrarsın diyenler gibi… Demek ki onlar da bir mini etekliye tecavüz edebilirler. O iğrenç fikirleri böyle olaylar karşısında dillerine geliyor. Yani onlar da birer potansiyel tecavüzcüdürler ve kamuflajlı yaratıklar olarak aramızda dolaşmaktadırlar…
 
DİKKAT!
 
 

 

Ekleyen:  Sevgi Ünal
Tarih:  15.2.2015
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Sevgi Ünal Yazıları
YAZMIŞ KIŞMIŞSevgi Ünal [ 28.12.2023 Devamı
YETİŞMEK İMKÂNSIZSevgi Ünal [ 14.8.2023 Devamı
KESİLİYORUZSevgi Ünal [ 2.8.2023 Devamı
ÖLÜMÜN DE HAYIRLISI Sevgi Ünal [ 7.4.2023 Devamı
Ölümün de HayırlısıSevgi Ünal [ 23.3.2023 Devamı
UMUT YILISevgi Ünal [ 1.1.2023 Devamı
KIZ DOĞDUSevgi Ünal [ 10.12.2022 Devamı
HAKKI & HAKİYESevgi Ünal [ 20.11.2022 Devamı
HAKKI&HAKİYESevgi Ünal [ 20.11.2022 Devamı
HAKKI&HAKİYESevgi Ünal [ 20.11.2022 Devamı
14. YIL KUTLU OLSUNSevgi Ünal [ 9.11.2022 Devamı
KADINSAN RAHAT YOKSevgi Ünal [ 21.9.2022 Devamı
STETOSKOPLAR KANLANMASIN ARTIKSevgi Ünal [ 12.7.2022 Devamı
PAYANDAMSevgi Ünal [ 19.6.2022 Devamı
ÜÇ HARFLİLERLE ÇALIŞANLARSevgi Ünal [ 14.6.2022 Devamı
ÖLÜMÜN KAREKODUSevgi Ünal [ 26.5.2022 Devamı
23 NİSAN’IMSevgi Ünal [ 23.4.2022 Devamı
BİBER DOLMASISevgi Ünal [ 11.4.2022 Devamı
14 MART TIP SUSKUNLUĞUSevgi Ünal [ 14.3.2022 Devamı
KADINMIŞIMSevgi Ünal [ 7.3.2022 Devamı
REZİDANSTAN MAHALLE ARASINASevgi Ünal [ 22.2.2022 Devamı
REZİDANS KADINIYIM ARTIKSevgi Ünal [ 5.1.2022 Devamı
DİKEN ÜSTÜ Sevgi Ünal [ 14.9.2020 Devamı
CORONALI BAYRAMLARSevgi Ünal [ 29.7.2020 Devamı
GEYİK MUHABBETİSevgi Ünal [ 17.7.2020 Devamı
BEN BİR KORKAĞIM Sevgi Ünal [ 22.6.2020 Devamı
BABALAR EVİMİZİN DİREĞİDİRSevgi Ünal [ 20.6.2020 Devamı
SÜTYENİMDEN YAPSAM Sevgi Ünal [ 8.4.2020 Devamı
SÜTYENİMDEN YAPSAM Sevgi Ünal [ 8.4.2020 Devamı
DEFOL CORONA Sevgi Ünal [ 23.3.2020 Devamı
SUSMA KADINSAN KONUŞMAN GEREKSevgi Ünal [ 8.3.2020 Devamı
YAŞLININ KUM SAATİ Sevgi Ünal [ 6.2.2020 Devamı
KANAL TEDAVİSİ Sevgi Ünal [ 1.1.2020 Devamı
ÖĞRETMEN OLMAKSevgi Ünal [ 24.11.2019 Devamı
BİREBİR ON BİRSevgi Ünal [ 8.11.2019 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  5  6  7  8  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam