Üç günlük yas ilan edildi. Suruç katliamında ilan edilmeyen yas…
Yas insanın içindedir aslında. Günlerle, aylarla hafifler mi, geçer mi?
Hele o görüntülerden sonra… Hangi yürek dayanır? Gözlerimizin önünden gidebilir mi hiç?
Kaç aileninocağı söndü… Bu acıyı, failler bulunsa bile verilecek hangi ceza hafifletebilir?
Alınan güvenlik önlemleri sayısal verilerle ifade edilirken biz sonuca bakıyoruz. Acaba güvenlik önlemi alınmasaydı neler olacaktı diye düşünmekten kendimizi alamayarak…
Kan akıtılacağı yavaş yavaş kulaklara doldurulurken “barış” için yürek yürek Ankara’ya akanlar, az sonra haykıracakları “Barış hemen şimdi!” sloganlarınaböylesi birtepki verileceğini düşünemediler. Çünkü sadece barıştı istedikleri… Dünyadaki en saf, en temiz istek… Barışı pankartlarda bile görmeye tahammül edemeyenler, korkularını ağızlarına alanları ölümle yıldırmak istediler.
Barış, bazılarının işine hiçbir zaman gelmez. Onların gıdası kandır çünkü. İnsanın hiç önemi yoktur. Zulmetme ve yayılmak içgüdüsüyle doğmuşlardır âdeta. En küçük engel istemezler hedeflerine ulaşmak için.
Ankara’daki bu katliamı kimin yaptığı, yaptırdığı, maşalar, araçlar, amaçlar…
Üstüne ne çok konuşulacak, yazılacak şeyler var. Herkes birbirini suçlarken bu katliamın sonucu da daha öncekiler gibi olacak.Her ne kadar “Failler bulundu.” denilse de; faillerin kullanılan insan(!)lar olduğunu hepimiz biliyoruz. Esas katiller ise hep tahminlerimizde kalacak…
Katliamdan sonra internetin ve sosyal medya ağlarının yavaşlatılması, insanların acılarını ifade etmelerine ket vurulması ayrı bir olay. Paylaşımların, kime eksi puan getireceğini böylece anlamış olduk. Bu arada Digiturk’den bazı kanalların çıkarılması da bu düzenin, işine gelmeyeni yasaklamayı âdet haline getirmesi halidir. Artık mahkemeye falan da gerek görmeden, isteğe bağlı olmaktadır yasaklamalar. Haber alma özgürlüğümüzün engellediğini devamlı hissederek yaşıyoruz ülkemizde.
Seçime kadar daha neler olur bilinmez. Ülkenin her yanından kopup gelenlerin etlerinden et koparanlar, ailelerinin de canlarından can kopardılar. Adli Tıp kapısında bekleyenlerinbüyük acıları, yakınlarının cenazelerini nasıl teşhis edecekleri acısıyla katmerlendi. Bu büyük acıyı kimse yaşamamalıydı ama yaşattılar. Daha bugün bir belediye zabıtasının aracında doksan tane el bombası bulunuyorsa bu ülkede seçime kadar bizi nelerin beklediğini tahmin etmek pek de zor değil…
Bu olaydan “Hükûmet AKP hükûmeti değil!” diyerek sıyrılmak isteyenler, koalisyona yanaşmayanlar, hiçbir şeye karışmayıp bir kenardan ahkâm kesenler,bütün bunları seçim için kendilerine kazanım olarak görenler, yerine getirmedikleri sorumluluklarını, yapılacak soruşturmaların ardında unutturmak isteyenler, ülkemizdeki terörün bu kadar yayılmasına sebep olanlar, her gün duymaktan kahrolduğumuz sivil ve asker kayıplarımızın esas suçluları…
Bir, iki, üç…
Daha ne kadar zıplayabileceksiniz bakalım…
|