Çocuklar…
Evlatlarımız…
Gözümüzün nurları…
Kimi mutlu mesut çocukluğunu ailesinin yanında geçirip büyürken kimiyurtlarda kalmak zorunda. Ya kimsesizlikten ya da ailesi ona bakamayacak koşullarda olduğundan.
Savunmasız, ağzı var dili yok yavrucaklar.
İyiyle kötüyü daha ayırt edemeyen temiz yürekler.
Ve fırsatçılar…
Çocuğunuzu şöyle okutacağız, böyle yetiştireceğiz, zaman kötü, birilerine kanmasın diyerek ailelerinden koparıp kendi kanallarında yüzmeye alıştıranlar.
Son yıllarda bunların faaliyetlerinin oldukça arttığını görmekteyiz. Vakıf makıf diyerek yürütülen faaliyetler bunlar. Bu arada belli disiplin altına alınmış çocukların başına verilen kişilerin su yüzüne çıkan tecavüz olayları… Daha önce yurtlarda da görülen bu aşağılık insanlar,hayvani duygularını tatmin etmek için ellerinin altındaki çocukları kullanıp durmuşlar. Hem de yıllarca. Garip çocuklarsa önceleri bir şey anlamasalar da yavaş yavaş uyanmışlar. Örneğin; hayvan pornoları seyretmemek için okula gitmek istememişler. Öyle böyle derken rezalet ortaya çıkmış. Her ne kadar bu rezalete maruz kalan çocuklar için sayı söylemek istemesem de (Çünkü bunun biri de bir, bini de birdir.) kırk beş çocuk söz konusu burada.
Rezalet ortaya çıktı da ne oldu peki? Herkes sus pus... Kulaklar sağır, gözler lal. Birkaç gün sonra beyinler, kırk beş çocuğun başına geleni, bir kereden bir şey olmaz süngerleşmesiyle anarken çocuklar umurlar da değil. Psikolojik yardımla her şeyin hallolacağı sanılıyor. Ama bal gibi de biliniyor ki bu çocukluk travmaları hiç unutulmaz. Aileler de sus pus edilmiş. Bir kereden bir şey olmaz sözü tepki çekince daha kapsamlı konuşmalara çevrildi. Yapan cezalandırılacak, sonuna kadar takibindeyiz diye üstüne bastıra bastıra. Bu kişiler kurumlara alınırken ve devamında edilecek takip, her şey olup bittikten sonra yapılacak yani. Sapık olduğu adamın alnında mı yazıyor denilecek de bizim ülkemizde tecavüzcü olduğu kanıtlı kişilerin bile kravatlı kıyafetine bakıp iyi hal indirimi veriliyor. Zaten bu sapıklara verilecek hangi ceza o yavrucakların artık insanlara olan güvensizlikleri tamir edilebilir; merak ediyorum.
Hadi neyse; bir kereden bir şey olmaz sözünü yuttuk. Ya AKP’li vekiller, Çocuk istismarları için Meclis araştırma komisyonu kurulmasına nasıl ret oyu verirler? Hangi vicdan bunu kabul edebilir? Yine gelen tepkiler sonucu diğer partilerle birlikte önerge verecekleri söylendi. Hâlbuki iktidarın yıllar öncesinden böyle bir komisyon kurması gerekmez mi?
Nedir bu çocuk düşmanlığı diyecek oluyorum amaaltı yaşında kızla evlenilebilir ya da baba kızına şehvet duyabilir denilen bir ülkede ne bekliyoruz?
Göz göre göre çocuklarımız tecavüze uğruyor ve bunun için kimse kılını kıpırdatmıyor. Yetmemiş gibi kurumlar kollanıyor. O da yetmemiş gibi biz yapmadık onlar yaptı gibi başka kanallara suç atılıyor. Sanki esas önemli olan suç değil de yapan. Bunu hangi zamanda, hangi yerde, kim, kimler yaptıysa en ağır cezalar verilmeli ki; bu yolda olan diğerleri de korkup yavrucaklara musallat olmasınlar. Çocukların güvende olduğuna ikna olmak o kadar zor ki bundan sonra… En ağır ceza konusunda; bu soysuzluğu yapan babamın oğlu olsa benim fikrim yine değişmez…
Türkan Saylan gibi bir şahsiyetin otuz altı bin kız çocuğunu okutması görmezden gelinerek vatan haini ilan edildiği bir ülkede yaşıyoruz. . Geçen yılların konusu olan, tecavüzden doğan bebeklere devlet bakar, tecavüze uğrayan anası bizi ilgilendirmez gibi sözler de bu olaya ne kadar at gözlüğü ile bakıldığını göstermiyor muydu? Umarım bu tecavüzlerin üstleri örtülüp tecavüzcülerin az ceza alması için kılıflar uydurulmaya çalışılmaz.
Zaten ülkemizde bu yaşanan olay, ilk değil. Her zaman rastlıyoruz. Mutlaka her yerde bir veya birkaç kurt oluyor kuzulara saldıran nedense… Bu kez verilen büyük tepkinin nedeni de tabii ki olay ama olayı da bastıran durum; tecavüzü önemsemeden kurumu koruma tavırları. O da yetmiyor; tarihte süregelen pedofili olduğu gibi bir saçmalıkla bu durumu normal göstermeye yönelik sözler... Yani battıkça batılıyor.
Ve bunları söyleyen insanlar birer ana. Bir an olsun o çocukların yerinde kendi çocuklarının olduğunu düşünmekten yoksun insanlar…
O yüzden, kimse yakında kutlayacağımız ve Dünya’da bir ilk olan Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Çocuk Bayramı üzerinden ülkemizi Dünya’nın çocuk merkezi yaptık falan diye övünmesin.
Çünkü; ülkemiz,tecavüz edilen çocuklar ülkesi oldu artık…
Ceyda Sevgi Ünal
|