Her yemeğin ana malzemesi soğan, olmuş 7 lira.
Allah’ın soğanı…
Ekersin biter… Ama bugün soğan tarlada bile 2 lira.
Vatandaş bilseydi yastıkaltına altın, döviz atacağına, derin dondurucusuna kıyılmış soğan depolardı.
Bu fiyatıyla, soğanı doğrarken akan gözyaşlarımız boşa gitmiyor. Ülkenin ağlanacak durumuna soğandan bu kadar destek geleceğini hayatta ummazdım.
Helal olsun sana soğan! Ekonomik durumun alt sınırı “Soğan-ekmek” yemenin bile bu koşullarda lükse dönüştüğü ülkemizde, vatandaşın ağlayan anasının gözyaşlarını gerçekten gizleyebiliyorsun.
Belki de soğan, ülkenin bu ortamında kendine rakip çıkanlara dayanamadı; attı kendini ortaya. Çünkü baktı ki; Mevlana’nın sözünde olduğu gibi bazı insanlar kendilerini yüksek görerek, hırs ve şehvetle konuşurlarken soğan gibi kokmaya başladılar.
Bildiğimiz gibi kışlık soğan depolama âdetimiz vardır. Ama artık bu da bir hayal olacak. Adedi bir liraya gelen soğan bu gidişle tek tek alınmaya başlanacak.
Aslında tüm olanlara şaşırmamak gerek. Ülkemiz zaten dünyada gıda fiyatı artışında şampiyon. Dünyada gıda fiyatları %1 artarken ülkemizde gıda fiyatı artışı %12. Hem de soğan, patates fiyatındaki artış dahil edilmemiş geçen ayki değer bu.
Tüketici olarak bu ekonominin tokadını sık sık yemeye alışkınız nasıl olsa… Bu yüzden ülkemizin ithal ürün cenneti olmasına alışkın olduğumuz gibi. “Hani biz tarım ülkesiydik?” diye sormayın Allah aşkına. Soğan, patates de ithal ederiz, olur biter; değil mi?
Ceyda Sevgi Ünal
|