Artık bayramlarda bile yakınlarımızla yüz yüze gelemediğimiz bir ortam oluştu. Gözleri kapıda kalanlar olsa da yorucu yaşam koşullarından bunalanların, bayramı tatil amaçlı kullanmalarına biraz hak veriyor insan. Bakalım yaşım biraz daha ilerleyince bu düşüncem aynı kalacak mı?
Tabii kutlamalar da artık toptan yapılır oldu. Bir kutlama mesajıyla tüm akrabalara, arkadaşlara, dostlara ulaşılıyor. İşte buna çok karşıyım. Kutlamanın özelliği kalmıyor ki o zaman.
Zaten biliyorsunuz mesajlar da bir garipleşti artık. Sesli harfler tamamen ortadan kalktı. Hatta sessiz harflerin de bir kısmı terk edildi. Örneğin: Tamam yerine, tm yazılıyor. Sizin de gördüğünüz örnekler çoktur.
Ama tüm bunların dışında 1999 yılında Japonya’dan dünyaya yayılan Japoncada açılımı resim harf olan ifadeler yani emoji var ki sözcük yeme hastalığına yakalananların can simidi gibi geliyor bana. 300 sözcükle yaşamını devam ettiren bir toplum olarak bir de emojilere boğulmak, sözcük haznemizi iyice daralttı oysa.
Geçenlerde bilgisayarımı açtığımda, bilgisayarın bir nedenle tekrar başlatılacağı yazılmıştı. Ama üstünde yan yana geldiklerinde üzgün yüz emojisini meydana getiren : ve ( noktalama işaretleri vardı. Bayağı şaşırdım. Sonra sanal dünyada yaygınlaşan emoji çılgınlığının bu sonucuna hiç şaşırmamam gerektiğini, okuduğum bir romanda benzer emojilere bu kez gerçek halleriyle rastlayınca anladım. Ama bu emojiler öyle beş, on tane değil, sayıları o kadar çok, o kadar kapsamlı(!) ki. 2015 yılında yılın emojisi seçilen, gülerken gözlerinden yaşlar akmayı temsil eden emoji veya gülen yüz, ağlayan yüz emojileri şimdilerde emojiden bile sayılmıyorlar. Akla hayale gelmeyenlerini yaratmışlar. Güya tüm duyguları, gidilen yerleri, oralara nasıl gidildiğini, neler görüldüğünü bize aktarıyorlar. Hatta Moby Dick gibi bir roman tümüyle emoji diline çevrilebilmiş.
Zaten emojiler iş yazışmalarında da kullanılmaya başlanmış. Kullananları daha popüler ve güçlü gösteriyorlarmış meğer.
Bana göre emojilerin o sevimli görünüşlerine rağmen hislerimizi hafife alan yanları daha ağır basıyor. İnsanların umursamaz olmalarına ya da saniyede geçecek duyarlılığına sebep oldular. Biraz katı olacak ama bir kaza anında yardım istemek veya elinden geleni yapmak varken olayı kaydetmek için telefona sarılan hatta canlı yayın yapan insanları böyle bir duyarsızlığa iten bu emoji dünyası oldu belki de. Bir ölüm haberi aldığımızda bir üzgün emojisi düğmesine basmayı yeterli görüyoruz. Duygularımızı en kısa yoldan ifade etmek midir bu? Hayır, duygularımızın körelmeye başlamasıdır. Hele hiçbir yorum yapmadan emojilerin ardına saklanmayı tercih ediyorsak.
İşte böyle…
Neredeyse toplumun önemli bir kesimi sessiz sinema oynuyor…
Ceyda Sevgi Ünal
|