Biliyor musunuz; yıllardır düşünür dururum, düşünür dururum da soruma bir yanıt bulamam. Asgari ücretle çalışan biri evliyse üstelik çocuğu varsa bir de eşi çalışmıyorsa nasıl geçinir acaba? Özellikle pazara, markete gittiğimde… Hele 100 lira harcasanız da elinizde buzdolabının bir köşesinde kalacak yiyeceklerle döndüğümüzü görünce… Tabii işin yiyecek kısmı bu… Ya kira? Zaten kirayı verince elde ne kalabilir? Ya faturalar? Ya giyim gereksinimi? Eğlence diyemiyorum bile bu koşullarda. Ne kadar destek olunsa da eğitim için de belli bir bütçe gerektiği ortada. O yüzden çocuklarını okula gönderemeyenler var.
Aklıma ilk olarak öyle dar gelirli ailelerin makarnaya dayalı bir beslenme yöntemi buldukları geliyor. Önemli olan doymaksa doyulur tabii bu yöntemle. Onun için de makarnanın doyurucu özelliğinin göz boyacılığından bol bol yararlanılır ülkemizde. Yardım paketlerinin başını makarna çeker.
Daha başka ne yiyebilir asgari ücretli aile diye düşünmek istiyorum. Bir kahvaltının peynir, zeytin maliyetini hesaplayıp aya vurunca öylece kalıveriyorum. Süt, yumurta gibi temel gıda maddelerini aklıma getiremiyorum bile. Bu arada etin yanına uğramak ne mümkün! Tavuk idare eder durumda ama asgari ücretli ayda bir, bilemediniz iki kez alabilir sanırım. Zaten onlar da bildiğimiz tavuk değiller.
Bir yemek yapayım deseniz, baş malzemesi olan soğan almış başını gidiyor. Bir ara yine bu koşulları yaşamıştık. Aynı ortamın oluşmasına izin veriliyor. Fırsatçılar piyasada. Patates de ondan aşağı değil. Yani basit bir patates yemeği bakın patates oturtma falan demiyorum kaça çıkıyor…
Bu beslenmeyle yetişen çocuklar derslerine ne kadar yoğunlaşabilirler? Beslenme çantalarına konan malum marketlerden alınmış o içeriğindeki kansere yol açan katkı malzemeli cicili bicili ambalajlı ama fiyatı çok ucuz gıda(!)larla bir de… Yine büyükler de sağlıksız beslenme sonucu bir kısır döngü içinde hastane kapılarından ayrılamıyorlar. Böylece sağlıkta yapıldığı söylenen reformun nimetlerinden bol bol yararlanmış oluyorlar.
Oysaki iyileştirilen ücretler, gıda sektöründe içerik ve fiyat denetlemelerinin çoğalması, tarıma, hayvancılığa önem ve destek ilk ele alınacak konular olmalı. Yani temel sağlam tutulmalı. Hasta olduktan sonra kayıplar o kadar çok oluyor ki. İş gücü kaybının ekonomiye etkileri bunlardan biri.
Yani sağlıklı bireylerden oluşan bir millet olmak aslında hiç de zor gözükmüyor. Ama biz hâlâ değil kuru fasulyenin yanına yanaşmak hani o eskilerin küt diye yumruğunu indirip fasulyenin yanına kırdığı soğanı bile beş liradan alıyoruz…
Sarımsağı gelin etmişler; kırk gün kokusu çıkmamış. Bakalım soğanın acısı ne zaman çıkacak?
|