Nazire Dedeman, yılların “bireysel silahsızlanma mücadelecisi” olarak gönlümüzde taht kurmuş bir kadındı. Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum.
Bireysel silahsızlanmaya hiç önem vermeyen zihniyetlerin çoğunluk olduğu bir toplumda, bu mücadeleyi vermek tabii ki çok zor, engellerle dolu.
Düşünün ki; siz çabaladıkça hiçbir destek görmüyorsunuz. Yıllarca yılmayıp direniyorsunuz ama size tepki gibi mermi fiyatlarında indirim yapılıyor. Tanınmış kişiler, ormanlarda saklıyoruz dedikleri silahlarından çekinmeden bahsedebiliyor.Bu kesimden birinin evladı, Nazire Hanım’ın evladı gibi on yedi yaşında arkadaşının silahından çıkan kurşunla ölseydi acaba akılları başlarına gelir miydi diyeceği geliyor insanın.
Bireysel silahlı olaylar her yıl katlanarak artmaktayken Nazire Hanım’ın toprakla buluştuğu gün, “Silah olarak ne bulursanız satın alın, lazım olacak,” diyenler onu bir kez daha öldürdüler. Adamlar resmen mikrofonun önünde topluma “Silahlanın!” diye bas bas çağrı yapıyorlar.
Her silah, çevresini, toplumu siyaha boyar, yasa gömer.
BİREYSEL SİLAHLANMAK, SİYAHLANMAKTIR…
Herkes maksadını açık açık söylesin. Nedir bu silahlanma merakı? Niyetiniz ne? Herhalde hobi olarak kalmayacak. Hobi olarak alınanların da kazara kaç kişinin ölümüne neden olduğunu okuyoruz. Özellikle çocuklar merak edip kurcalıyorlar silahları. Silah, korkakların aletidir. Ne demiş Köroğlu: Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu.
Her gün, bir ya da iki kadın, erkekler tarafından öldürüyor. Bu insanlar(!) bu silahları nereden buluyorlar? Niçin silah satışları denetlenmiyor? El altından, internetten bile satış yapanların niçin peşine düşülmüyor? Silah ve mermi, isteyen herkesin ulaşabileceği hale geldi. Kafası kızan alıyor eline silahı. Ruhsat falan hak getire… Vatandaş, hayatı bir kurşun atımına bağlı sokağa çıkıyor. Düğün magandaları tam bir baş belası zaten. Bunların önüne denetimle pekâlâ geçilebilir. Hatta Kırıkkale’de “her düğüne bir nöbetçi polis” gibi bir önlem alındığını okuyup çok takdir etmiştim. Demek ki istenince yapılabiliyor. Bir türlü kafası dank etmeyen insanlar için garip de görünse böyle bir yol gerekli bence de.
Nazire Hanım, ömrünü adadığı Umut Vakfı’nın kurulmasına neden olan olayda vurulan oğluna öteki dünyada kavuştu ama böyle devam ederse onun yaşadığı acıyı daha birçok ana yaşayacak.
Ceyda Sevgi Ünal
|