Vatandaş olarak hiçbir şeyden haberimiz yokmuş meğer. İBB Meclisi’nin canlı yayın toplantılarını izledikçe bunu daha iyi anlıyoruz. Daha doğrusu İmamoğlu gelmeden önceki toplantıları biraz olsun tahmin edebiliyoruz şimdi. Başkan ve çoğunluğun oylarıyla istenen her şey gerçekleşmiş.
Sayı vermeyeceğim çünkü sinir bozucu seviyede büyük rakamlar, seçim sonuçlarını tahmin edenler tarafından 23 Haziran’a kadar harcanarak şu anda belediyeyi çalışanlarına ücretlerini zor verecek duruma düşürmüş.
Hani İstanbul sevgisi?
Tahmin ediyorduk ama belki İstanbulluların uyarısıyla akıllar başlara gelmiştir diye düşünüyorduk. Daha ilk İBB Meclis canlı yayın toplantısından anlıyoruz ki İmamoğlu’nun işi çok ama çok zor. İstanbul’un öncelikli hizmet alanları ile mi başa çıksın yoksa karşısında durumu hazmetmekte oldukça zorlananlarla mı? İzledik ki toplantının ilerleyebilmesi için İmamoğlu’nun ikide bir başkan olduğunu hatırlatması gerekiyor. Çünkü daha rüyada olduklarını daha doğrusu kâbus gördüklerini sananlar var. Çünkü milletin iradesini kabul ettik dedikleri dilleriyle, sergiledikleri tavırlar bağdaşmıyor.
Ne önerilse bir karşı durma, reddetme durumları. Biz bunun provasını 18 sekiz günlük süreçte seyrettik zaten. Provanın provası yapılmaz. Bu anlamda prova dediğin gerçeğiyle yüz yüze kalınca geri çekilmek zorunda kalandır. Allah rızası için şu İstanbul’u, İstanbulluyu biraz olsun düşünerek içinde bulunulan durumu kabulle işbirliğine yönelip her şeyin güzel olduğunu görmemize fırsat verilsin.
Yapılan her köstek İstanbul’a ihanettir. Tabii ki usulsüz bir durum varsa itiraz edilir ama akla yatkın gerekçeleri açıklanan İBB Meclisi’nin 2 gün toplanması gibi bir konu bile bu kadar uzarsa İstanbullular olarak o oturumlardan hiçbir hayır bekleyemiyoruz. Bir an önce İBB Meclis’inin o gereksiz diyalogların yeri olmadığı idrak edilmelidir.
Orada İstanbul’u temsil edenlerin hangi partiden olursa olsun İstanbul gibi dünyanın en büyük şehirlerinden birinin yönetiminde yer aldıklarının bilinciyle karşılıklı laf atmaktan, sataşmaktan, tehdit etmekten vazgeçip çözüm odaklı, bir an önce bekleyen projelere yönelik çalışmalara başlanması için siz-biz dememesini sadece İstanbul’u ilgilendiren konulara eğilmesini bekliyoruz.
Dün bir, bugün iki… O yüzden “Başkan hani her şey güzel olacaktı” konulu garip köşe yazılarını okurken gülsek mi ağlasak mı diye düşünüyoruz. Hele böyle elde yok avuçta yok misali bırakılan bir belediyede üstelik böyle bir büyük şehir belediyesinde bir de bu kadar engellemeler arasında Başkan’ın elinde sihirli bir değnek mi var sanılıyor? Bu trajikomik durumu eğer bir masalla bağdaştıracak olursak; Başkan İstanbul için ayakkabıyı eline almış kapı kapı geziyor ama üvey anne kızlarını öne sürüp sürüp İstanbul’u göstermemek için bin bir oyun yapıyor gibi bir mizanseni yeni antagonist karakterleri ile gözümüzün önüne getirmekte zorlanmayız.
Yeter ama! İstanbul hak ettiği, özlem duyduğu ilgiyi artık görmeli. Bunu gerçekleştirecek olanın da eli kolu bağlanmaya çalışılmamalı.
Başkan nasıl becerecek, nasıl başa çıkacak bilmem ama gerçekten Allah kuvvet versin diyorum, tabii sabır da…
Kimseye uymayan o ayakkabıyı bu İstanbul ya giyecek, ya giyecek.
Başkan’da o yürek ve sabır olduğuna zaten tanık olduk. O nedenle her koşulda kendisine güveniyoruz.
31 Mart-23 Haziran sürecinde gereksiz olduğu her yönden ispatlanmış yeni bir seçim için yeteri kadar vakit ve para harcandı. Artık kasti yapılandırılmış koşullarla (Örneğin bunlardan biri: Temmuz’da kullanılacak Maliye katkı payı ülke tarihinde ilk kez 15 gün erken ödenmiş, Temmuz ayında kullanılması gereken 1 milyar liralık tüm nakit tüketilip bitirilmiştir.) baş başa bırakılmış İmamoğlu vaktin de nakit olduğu bilinciyle toplantıları yönetirken İstanbul’un acil müdahaleye gereksinimi olduğunun herkes farkına varmalı ki biz İstanbulluların kentimizin en önemli sorunlarından çalışmalara başlanması isteği yerine gelmeli.
Dünyanın en büyük kentlerinden birinde yaşayanlar olarak bu bizim hakkımız. Kimse yeteri kadar bulanmış ortalığı bulandırmaya kalkmasın.
Ayrıca istifa eden belediye çalışanlarının da çalışma süreçlerinin geriye dönük incelenmesini İstanbul’un geleceği için oy verenler olarak Başkan’dan önemle talep ediyoruz.
Ceyda Sevgi Ünal
|