Günlerdir ağızlarda bir sakız dolanıp duruyor. Yürekleri gerçek bodrum gibi karanlık yüreklilerin ağzında bu sakız. Vay efendim İmamoğlu Bodrum’a tatile nasıl gidermiş. Vay efendim İBB Başkanı olmuş da bugüne kadar ne yapmış. Her akşam bir konserde gezmiş, bir Esenler Otogarı’na gitmişmiş o kadar. İyi de kardeşim akşamlarını, gecelerini nasıl geçireceğini size mi soracak İmamoğlu? Sanatın aşağılandığı bir ortamda konsere gitmelerin batması normal ama mecburen katlanacaksınız bundan sonra sanat dolu günlere, gecelere. İstanbul sanat ve teknoloji merkezi olacak göreceksiniz.
Bu tarz basit (Bu sözcükteki heceleri bölme gibi bir eğilimi olanlar var biliyorsunuz) söylemleri yapanlara ne denir? Yani bunu söyleyenlerin hepsine, yazan sözde gazetecilere… İmamoğlu’nun hakkı olan mazbatayı elinden alıp üç ay sürüncemede bırakıp yeni bir seçim için vatandaşın cebinden dünya kadar para harcayıp üstelik çok çok açık ara ile kazandığı görevinde her an köstek olmak için tetikte durup türlü iftiralarla devam edenler… Seçim öncesi yaptığınız iftiralar yetmedi değil mi? El insaf daha ne kadar devam edeceksiniz acaba? Son marifet de İmamoğlu’nu Gülen’le görüşürken gösteren tabii ki montaj fotoğraf.
Reklam arasında film yandı kardeşim, devamı yok kabul edin. Ve artık susun! Şu ülkeyi, şu İstanbul’u bir nebze seviyorsanız eğer susun! Yok derdiniz koltuksa ki bu tavırlarınız açık açık öyle gösteriyor; böyle üstüne basa basa devam edin, halk size yine güzel bir yanıt verecektir.
Her bayram güle oynaya savaştan kaçtıkları ülkelerine bayram kutlamak için gidip dönebilen Suriyeliler hiç göze batmazken İmamoğlu’nun bir haftacık Bodrum tatili göze batıyor. Ülkenin durumu malumken yirmişer bin lira tatil parası alıp Ekim’e kadar tatil yapacakların adı bile geçmiyor. Göreve başlandıktan sonra birkaç kez canlı izlediğimiz İBB Meclisi toplantılarına bakacak olsak İmamoğlu’na bir ay tatil bile yetmez. Vatandaş olarak ekran karşısında biz ne kadar geriliyoruz, bir de İmamoğlu’nu düşünün diyeceğim de Allah’tan çok sabırlı, ılımlı ama hakkını da hiçbir zaman bırakmayan, Yıldırım ile yaptığı canlı yayında gördüğümüz gibi bir saniyenin bile hesabını yapan biri de öyle yürüyor o canlı yayın yapılan İBB Meclisi toplantıları.
Tabii sorun orada değil sırf. Görevlerinden ayrıldıklarını söyleyenler bakın bir ayda istifa etmediler. Zorla o makamları işgal ettiler. Böylece yapılacak işler askıda kaldı. İşin içine köprü onarımı girdi bir de İstanbul trafiğini daha beter duruma düşüren. İmamoğlu halk benden hesap soracak telaşında, köstekleri koyanlar halk bizim değerimizi bilmedi görsün gününü hesabında. Zaten bunun açık açık söylendiğine de tanık olduk. Araçların sefer sayılarında aksamalar, havalandırmaların çalıştırılmaması gibi küçük hesaplar da buna dahil. İBB bütçesinin İmamoğlu’nun kazanacağı anlaşılınca ne hale getirildiğini, yapılan devirleri, alelacele harcamaları da belgelerle öğrendik. Buna rağmen birinin başına taş düşecek olsa İmamoğlu suçlanacak durumda şu anda.
Şurada tam bir ay oldu İmamoğlu göreve başlayalı. 17-18 sekiz yıl değil. Bu koşullarda, üstelik bu kadar estek köstek ile. Merak etmeyin İstanbul işinin ehli, profesyonel insanlarla yönetilecek, gerekli atamalar devam ediyor. Eğitimi, geçmişi, deneyimleri ile değerlendirilen atamalar bunlar. Öyle örneklerini çok gördüğümüz ağzımı bir karış açık bırakmış, hiç ilgisi olmayan kişilerin, olmayacak mevkilere yapıldığı atamalar değil. E, böyle olunca da tabii ki her şey çok güzel olacak İstanbul’da.
Anımsıyorsunuz değil mi VIP olayını? Daha önce de gördüğümüz gibi bakın birkaç gün önce VIP yine nasıl yolgeçen hanı oldu, gördük. Bunlar hep ne yapalım da bu adamı sinir edelim, kötü gösterelim, ayağını kaydıralım taktikleriydi ve devam ediyor.
Ama boşuna…
Bugün İmamoğlu’nu tüm dünya tanıyor artık.
Halk tanıttı. Halka biraz saygı…
Ceyda Sevgi Ünal
|