Kadına şiddet konusunda her kadının başına bir polis verilemeyeceği malum tabii. Öyle bir şey olamaz ama hiç olmazsa defalarca müracaat edip "beni tehdit ediyor, öldürecek" diyen kadınlara gerçekten koruma verilseydi de pisipisine öldürülmeselerdi keşke.
Adana ve Bursa'da pilot bölge uygulaması olarak dağıtılan panik butonu ile ilgili kafamda soru işaretleri var. Diyelim ki gereken yapıldı ve kadın ücretsiz panik butonunu aldı getirdi evine. Adam geldi başladı şiddete; onlar için mazeret çok tabii. Örneğin yemeğin tuzlu veya tuzsuz olması gibi. Şiddet göstererek deşarj olsun da ne olursa olsun. Üstünlüğünü kanıtlasın beyefendi(!). Kadın çoluk çocuk derdinden panik butonunu unutmuş nereye koyduğunu; arıyor fellik fellik. Darbelerden fırsat buldukça göz atıyor sağa sola. Yediği dayağın acısıyla beyni dönen kadın, hali kalmadığı için hatırlayamaz ya. Hadi hatırladı diyelim; o gözü dönmüş tip, panik butonunu kadının elinde görünce kapıp nanik yapmazsa benim adım Sevgi değil. Onun için şiddet gören kadın artık çok akıllı olmak zorunda; en garantili yere koymalı bu panik butonunu. Hani öyle hissettirmeden basabileceği yere falan. Eğer mağdur kadın ona ulaşıp buton üzerindeki tuşa basabilirse altı saniye içinde Alo 155 e çağrı gidecekmiş. Sadece çağrı değil, SMS ile konum bildirme ve kısa mesaj da gönderilebilecekmiş. Ayrıca sesli görüşme olanağı da bulunacakmış.
Gerçekten bu sistemi ilk duyduğumdan beri hep bunu düşünüyorum. Yoksa söz konusu butonu bankalarda soygunculara karşı personelinin bildiği gizli bir yere mi sabitlemeli mi acaba? Şiddet yanlıları da birer soyguncular zaten. Ruhumuzun soyguncuları. Bence bu kudurmuşlara panik butonu falan fayda etmez. Muhalefet olsun diye söylemiyorum bunu. Atılan adımları takdir ediyorum ama yeterli görmüyorum. Önce caydırıcı cezalar verilmeli, ceza süreleri arttırılmalı. Kendini bilmez, elini kaldırdığında bilmeli başına neler gelebileceğini ve hemen aklını başına toplayıp indirmeli o kırılasıca elini. Aslında olay o erkek(!)leri yetiştiren annelere dayanıyor. Bunun için de kız çocuklarına verilen eğitimin önemi son derece büyük. Yani suyu baştan tutmak lazım. Panik butonların boyuna asılanı olsa o da tehlikeli; maazallah bu yaratıklar onunla boğuverirler kadını. En iyisi bilezik şeklinde olanı kullanmak. Ama şu anda sadece telefonun yarısı büyüklüğünde bir alet şeklindeymiş. Zamanla gelişecekmiş. Bunlar en çok eve yaklaşma cezası alan kocanın geldiğini gören kadının butona basması için uygun aslında. Öyle tipler, sokaklarda kaç kadını öldürdüler. Yani kadının dışarı çıkınca da uyanık olması gerekiyor. Kadınlık zor zanaat vesselam.
Panik butonundan sonra akıllı telefonlar için panik butonunu andıran bir yazılım üretilmiş. Yalnız bunlar android ve ios işletim sistemine sahip telefonlara yüklenebiliyormuş. Bu yazılım telefon sahibinin hareket halindeki konumlarını hafızasında tutabiliyormuş. Telefon sahibinin yardım talebi olursa, ilgili operatör çağrı sahibinin hangi istikametlerden geçtiğini görüp ilgili birimleri oraya yönlendirebiliyormuş. Telefonun GPS özelliğinden yararlanarak, telefon sahibinin adres bilgisi saniyeler içinde ilgili birime gönderiliyormuş. Uygulamayı kullanacak kişinin daha önceden sisteme ekleyeceği " kocam beni takip ediyor", "kaçırılma riskim var" gibi notlar operatör servisi tarafından bir yardım çağrısı olursa, kolluk kuvvetlerine iletiliyormuş. Bunların hepsi iyi güzel de bu akıllı telefonu o çaresizce şiddete maruz kalan kadın ki okuma yazma bile bilmeyeni var içlerinde nasıl kullanacak? Buton kullanılmasına karar verilen kadınlara bu konuda eğitim verilecekmiş. Kız çocuğunu bile okula göndermeyen baba, karısını panik butonu eğitimine nasıl yollar bilmem artık. Akıllı telefon edinme konusuna gelince; belli bir geçim standardında yaşayan ve şiddet gören kadın "bey, bize akıllı telefon lazım" mı diyecek? Adam "neden?" diye sorunca; "sen beni dövünce polise haber vermek için" mi diyecek? Şiddete uğrayan hangi kadın bunu söylemeye cesaret edebilir eşi olacak o adama. Adam onun aklını öyle bir alır ki…
Bence kadına yönelik şiddet konusunda her türlü hizmet ücretsiz olmalı ve talep eden her kadına verilmeli. Yoksa bu projenin amacı havada kalır. Diyelim ki gelir düzeyi yüksek bir kadın şiddet görüyor ki bu da çok sık rastlanan bir olay; zaten istatistiklere göre şiddet uygulayanların çoğu üniversite mezunu erkekler. Aldı bu hanım akıllı telefonu, baktı şiddet görecek bastı panik butonuna. Ve yukarıdaki işlemler oldu. Polis geldi. Şiddete engel olundu. İş bitti mi? Zaten bizim memlekette karı-koca arasında olur böyle şeyler muhabbeti yaygındır. Peki, bu gelir düzeyi yüksek olan kadın niçin bu evliliği sürdürüyor? Ben onu da merak ediyorum. Aptal bu kadın o zaman. Telefonu ondan akıllı baksanıza. Biz panik butonu veya akıllı telefondaki yazılımlar ile sadece günlük şiddetleri önleyebiliriz. O da şiddet gören kadın, yukarıda belirttiğim onu zorlayan şartları aşabilirse.
Tabii sözlü şiddeti kimse umursamıyor. "Dil yarası geçmez" diye boşuna dememişler. Aşağılanmaları, hor görülmeleri, aile içi tecavüzleri, küfürleri hangi butonlarla önleyeceğiz.
|