Yetti ama… Çalış, çabala; senelerdir canım çıktı. İçerisi, dışarı. Ona laf anlat, buna laf anlat. Düzen kurmaya çalış, kurduğum düzeni bozmaya çalışanlarla uğraş. Benim dediğim olacak, tek hakim ben olacağım dedikçe etrafımda vızıl vızıl sesler. Bir seyahate çıkayım derim rahat yok. Hemen arkamdan dedikodu alır gider başını. "Bak oraya gitmeseydi şimdi; zamanı mıydı? Madem gittin gününde dön. Mahsus uzatıyor." Kardeşim rahat verin ya. Paşa gönlüm öyle istedi. Akşamları da rahat yok zaten. İstediğim diziyi bile seyredemiyorum gönül rahatlığı ile. Ecdadımın rezil edildiği dizileri seyredeceğiz diye tutturuyorlar.
Çocuklarıma da yaranamıyorum bir türlü… İstediğinizi giyin karışmıyorum artık diyorum, bir isyan, okulda istediğin dersi seç, bak ne güzel seçmeli dersler var diye tavsiyede bulunuyorum, bir isyan daha. Dil pabuç kadar bunlarda. İlköğretimdekinden tutun da üniversiteye gidenine varıncaya kadar… Hadi küçüğüne bir şey demiyorum da bu üniversiteye gidene ne oluyor anlamadım gitti. Bir sinir, bir öfke. Yani evladım demeyeceğim kapatacağım bir odaya bunları. Bakalım o zaman sesleri çıkacak mı? Yaparım ha! Amcaları, dayıları, halaları, teyzeleri gelir gider yol ederler kurtaramazlar elimden sonra onları. Aa ne bu ya! Devamlı ikaz ediyorum bana uyun, uyun diye. Uymazlarsa sonuçlarına katlanacaklar o zaman. Güç bende nasıl olsa. Kıskanıyorlar tabii. Eve acıyıp aldığım komşunun çocuklarını, onlara verdiğim paraları. Ne yapayım, onlara şiddet uygulayan zalim ailesinin eline mi bırakayım.
Babaları sesini bile çıkaramaz. Almışım avucumun içine. Baştan koydum tavrımı. Madem benimle nikah yapmak istedin imzayı attın, evi ben yöneteceğim dedim. Sen parayı elime say, ben sana harçlık veririm oradan; para yetmezse satarız elimizdekilerden dedim. Nitekim de öyle yaptık. Yabancıya sattık bundan önce. Bundan sonrakileri de yabancılara satalım diyorum; onlar iyi para veriyor. Mahalleli ayaklanıyor etrafımız hep yabancılarla doldu diye ama onlara hiç laf düşmez. Arada bir muhtar çıkar. Bir iki kelime söyler kem küm. Varlığı ile yokluğu bir. Atar tutar ardımdan o kadar. Biliyorum zaten bir şey yapamayacağını. Ben karar veririm. Kocam da onlara uyacak olup hık mık edecek olur ama sustururum onu da. Para bende, güç bende. Veririm seneden seneye cep harçlığına iki kuruş zam; kapar çenesini oturur aşağıya. Kaynanam olacak da oğlunun tarafını tutmuyor mu ananı da al git diyeceğim bir gün zaten.
Bir sinirle özel hayatımı ifşa etmiş oldum ama maalesef durum böyle. Bıkkınlık geldi. Zaten ben de dinleniyorum artık. Tüm çektiklerim yetmez gibi evi böcekler sardı. Onlarla mücadele ettim temizledim, temizledim. Çok yoruldum. Ayaklarımı uzattım, ben de dinleniyorum. Dinlenirken de düşünüyorum. Bu evin yasasını değiştirmem lazım. Ana olarak hakkım benim. Değiştireceğim, değiştireceğim… Dinlenmem bitsin görün bakın siz.
|