Bu sene 8 Mart'tan bir iki gün önce başladı Dünya Kadınlar Günü ile ilgili faaliyetler.
Kadınlığımı hissettim bu günlerde…
Tenime, etime övgüsüz…
Ruhum okşandı... Cennet ayaklarımın altındaydı yine.
Medyadan öğrendim ne olduğumu. Ben şöyle yüceyim, böyle uluyum. Üstüme yok.
Ben olmazsam erkek bir hiç! Kadınsız yapamaz!
Erkek bana nasıl el kaldırırmış?
Benim de hayret ettiğim soruyu bana sordular; yapanlara kin kusarak.
Yolda yürürken 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'm kutlandı sarı bir krizantemle. Kaptım hemen; gözüm pembesinde takılı kalsa da. Sapında bir firmanın kocaman logosu vardı ama olsun çiçek almıştım ya.
Benim günümdü ya.
Şöyle bir diklendim. Omuzlarımı geriye attım, başım yukarıda. Elimdeki çiçeği soktum cadde boyu insanların gözlerine gözlerine.
Bu kadarmış! Bitti! Geldi geçti…
Daha üç yüz altmış küsur gün var önümde; kadınlığımı bir daha hissetmem için…
O güne kadar ben senin için,
Kaburgandan yaratılanım…
Eksik eteğinim…
Kaşık düşmanınım…
Saçı uzun, aklı kısanım…
Sırtımdan sopayı, karnımdan sıpayı eksik etmediğinim…
Meta olarak görüp reklamlarda kullandığınım…
Vajinamda sorgusuz gezinip arkanı döndüğünüm…
Daha az maaşla çalıştırdığınım…
Memelerim tomurcuklanmadan gerdeğe girdiğinim…
Evde kimse yokken "kimseye söyleme" diye sıkıştırdığınım…
"Üç olmaz, beş olsun doğurduğun" dediğinim…
"Kocanın altına yatarken iyiydi" diye azarladığınım…
Canıma kıyıp sonra "sevdiğimden öldürdüm" dediğinim…
|