Uykudan sıyrılıp günaydın deriz yeni bir güne. Hayatın içinden bir dilimi daha yaşamaya hazırızdır. Bazılarımız sabaha erişememiş, ebedi yolculuğa çıkmıştır günün geceki bölümünde. Biz kalanlar, yaşayacağımız günün kıymetini bilir miyiz acaba? Onun bir dakikasının geri dönmeyeceğinin farkında mıyız?
Tüketmeye yönelik bir toplum olarak günlerin elimizden kayıp gitmesi bizi rahatsız etmiyor. “Nasıl olsa yarın var, öbür gün var” diye düşünüyoruz. Hâlbuki “bugünün işini, yarına bırakma” sözünü boşuna söylememiş atalarımız.
Bir koşuşturma, bir hengâme derken hızla geçip gider saatler akşam karanlığına dek. Gece bizi kollarına alıp sarmalamaya çalışırken koca bir günü devirmiş oluruz. Kısır döngü gibi gözükür insana bazen yaşanan günler. Ne zaman sağlığımız bozulsa veya başımıza üzücü bir şey gelse o zaman anlarız kıymetini, biteviyeliğin hiç de kötü olmadığını. Zor geçen günler olur yaşantımızda. “Hayatımın en kötü günüydü” diye tanımlayabiliriz bazısını. Sonra unuturuz şartlar düzelince. Yaşamaya başlarız, çocuksu aldırmazlığımızla. Oğullarım küçükken özlemle bekledikleri bayramın ne zaman geleceğini sorduklarında, gün kavramını bilemedikleri için “yatacağız-kalkacağız, yatacağız- kalkacağız, bayram gelecek” diye izah ederdim.
İçinde bulunduğumuz gün sadece çalıştığımız, yemek yediğimiz, televizyon seyredip, uyuduğumuz, oturup, kalktığımız saatlerin art arda devinmesinden oluşursa ne önemi var? Her yeni gün, yeni anlam yüklenerek girmeli hayatımıza. Hiçbir şey yapamasak da verdiğimiz selam, candan tebessümümüz bize bir artı sağlayabilmeli o gün için.
Birine bir kelime öğretsek kısa günün kârı ne büyük olur. Bir yetimin başını okşasak o çocuğun hayatının en anlamlı günü olmayacağını nerden bilebiliriz. Belki de gezebildiği için çok önemlidir o gün, karşıdan karşıya geçirdiğimiz yaşlı teyzeye. Yastığa başımızı koyduğumuzda “Çok şükür, bu günü Peygamberimin dediği gibi yaşadım; dünümle eşit değildi bugünüm” diyebilmek ne büyük bir iç huzurudur.
Ben hiçbir şey yapamasam da evdeki çiçeğin yaprağını severim, güneşi takip edip döndürürüm onu aydınlığa. Çünkü ne benim için, ne onun için yaşadığımız gün bir daha geri gelmeyecektir.
|